TEKİRDAĞ – Cumhuriyet Halk Partisi’nin Tekirdağ İl Kongresi dün gerçekleştirildi. İlçe kongrelerinden gelen delegelerin desteğiyle Cenk Boduç, Tekirdağ’da CHP’nin yeni il başkanı seçildi. Ateşli konuşmaların damga vurduğu kongreden, konuşmacıların sözlerinden hareketle özetin özetini aktarıyoruz.

CHP’nin 39. Tekirdağ İl Kongresi, coşkulu atmosferi ve sert çıkışlarıyla hafızalarda kalacak. Kongrenin “muhalif” kanadında başı çeken Vahap Akay, yaklaşık bir buçuk saatlik konuşmasının ardından kimseyi dinleme nezaketi göstermeden salonu terk etti. Israrla ve defalarca “Kovun beni bu partiden” diyen Akay’ın, istifa etmesi hâlinde (partisinden istifa eden diğer belediye başkanları gibi) hakkında iyi konuşulmayacağı endişesiyle hamleyi karşı taraftan bekleyen bir ruh hâlinde olduğu gözlendi. Oysa CHP’den bağını koparmak isteyen bir belediye başkanının yapması gerekenler, Özlem Çerçioğlu örneğinde açık biçimde ortada duruyor.

“HAYATIMDA BİR KERE KILIÇDAROĞLU’NA OY VERDİM, ONDA DA YENİLDİ ZATEN”

Akay’ın “yanlış ata oynamak” üzerinden yaptığı pişmanlık vurgusu konuşmasının manşetiydi. “Değişim Kurultayı” olarak adlandırılan CHP’nin 38. Kurultayı’ndaki genel başkanlık oylamasını kastederek “Hayatımda bir kere Kılıçdaroğlu’na oy verdim; onda da yenildi zaten” diyen Akay, Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiye kayyım olarak atanması ihtimali karşısında elinde olabilecek bir kartı da böylece kaybetmiş oldu. Kongrenin ardından havuz medyasının manşetlerine taşınan Akay’ın konuşmasını sürekli “ben” diyerek sürdürmesi, salonda tepkilere neden oldu. Kulislerdeki değerlendirmelere göre Akay, yaptığı konuşmayla kendi dar çevresini konsolide etmeyi hedefledi; ancak bu tutumuyla siyasi geleceğini heba etti.

ÖZGÜR ÖZEL GELECEK DİYE Mİ SALONDA DURAMADI?

Çerkezköy Belediye Başkanı Akay’ın salonu erkenden terk etmesinin nedenlerinden birinin de dün İstanbul’da bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kısa süre içinde Tekirdağ’a gelme olasılığı olduğu iddia ediliyor. Özel’in İstanbul programındaki bir boşluk sırasında Akay’ın salonu bırakması, genel başkandan çekindiği ve yüz yüze gelmekten kaçındığı yorumlarına yol açtı. Bilindiği gibi bir gün önce CHP Kırklareli Merkez İlçe Başkanlığı tarafından atılan SMS’te Özgür Özel’in Tekirdağ’daki kongreye katılacağı duyurulmuştu.

BOZKURTER’İN İÇİNDEN CEVHER ÇIKTI

Akay’ın ardından söz alan Marmaraereğlisi Belediye Başkanı Onur Bozkurter, konuşmasıyla salonun havasını değiştirdi. Akay’a yüklenen Bozkurter, “Büyükşehir Belediyesi’nde aldığımız kararları AKP’yle birleşerek reddedemezsiniz, kardeşim” diyerek kürsüye yumruğunu vurdu. “Kimse Cumhuriyet Halk Partisi’ne ‘Beni kovun, istifa ederim.’ dediğinde, o zaman sorarlar: ‘Kardeşim, bağımsız aday olsaydın da kazansaydın’” sözlerinin ardından salondan alkışlar yükseldi. Siyaseten büyük puan toplayan Bozkurter konuşmasını “Yaşasın işçiler, yaşasın köylüler! Yaşasın Deniz Gezmiş!” diyerek tamamladı.

ÜNAL BAYSAN MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN GÖZ KIRPIYOR

Kongrede söz alan önceki dönem Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, isim vermeden Akay’a ders verdi. Parti kültüründen ve partililik bilincinden bahseden “siyasetin kurdu” Baysan, verdiği örnekler ve anekdotlarla şımarıklık, ukalalık ve kibirin hem kişilere hem kurumlara zarar verdiğini; alçakgönüllü olmanın ise daima kazandırdığını hatırlattı. Baysan’ın genel siyasete dair ustalığı, “Ünal Başkan’a ilk genel seçimde vekillik yakışır” hissini salona yaydı.

EMRE KÖPRÜLÜ PARTİLİ VE HUKUKÇU KİMLİĞİYLE PARLADI

İki ay öncesinden kongreyi manipüle edeceğini demeçleriyle açık eden Akay’a, hukuksal bakımdan en sert yanıtı önceki dönem CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü verdi. “Köylere sandık kurdurmamak için elinden geleni yapacaksın; sonra gelip burada önseçim deyip duracaksın” diyen Köprülü, demokratik zemindeki çelişkileri de gözler önüne serdi. Köprülü; Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt ve Çorlu İlçe Başkanı Mert Yılmaz’ın ardından Ünal Baysan’la birlikte Kurultay delegesi seçilerek önümüzdeki dönemde siyasette etkili olacağının sinyalini verdi.

VOLKAN NALLAR’DAN “BARIŞ ÇUBUĞU” VE FARKLI TAVIR

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’ye karşı sıklıkla AKP ile birlikte hareket eden diğer ilçe belediye başkanları, kongrede silik ve sinik bir profil çizerek çok görünmemeyi tercih etti. Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar ise birlik ve beraberlik vurgusu yapan bir konuşma gerçekleştirdi. “Partim isterse belediye başkanlığından istifa ederim ama partimden asla istifa etmem” diyen Nallar, Akay’ın kendini partiden kovdurma arzusuyla çelişen bir tavır sergiledi.

YÜCEER’DEN TOPARLAYICI, ANCAK SESSİZLİĞİ BOZAN ÇIKIŞ

Son yerel seçimde yüzde 50’nin üzerinde oy alarak Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Candan Yüceer, her zaman olduğu gibi birleştirici ve toparlayıcı bir hat çizdi. Ancak Akay’ın bir buçuk saat konuşup kongredeki herkesi hiçe sayarak çekip gitmesine tepki gösteren Yüceer, “Burada öteki yok. Burada sandıktan çıkan var, çıkamayan var. Demokrasiyi içselleştireceksiniz. Demokrasinin D’sini bilmeyen, birlik ve beraberliğin köşesinden geçmeyenler çıkmışlar, bu kürsüde konuşuyorlar” sözleriyle sessizliği bozdu.

KONGREDEKİ TABLONUN GÖSTERDİĞİ GERÇEKLER

Cumhuriyet Halk Partisi’nin güncel anketlerde birinci parti olarak göründüğü bu süreçte Akay’ın yandaş medyaya malzeme olan çıkışları, akıllarda soru işaretleri bıraktı. “Özlem Çerçioğlu gibi sokakta yürüyemez hâle geleceği için istifa edemiyor ve böyle bir yöntem izleniyor” yorumlarını tetikleyen bu manipülasyon girişimine karşı, partinin ileri gelenleri ile kongre delegeleri; iktidara yürünürken sergilenen tutumu “küstahlık” olarak değerlendirdi. Gürsel Tekin’in CHP İstanbul İl Başkanı olarak kayyım yöntemiyle atanmayı kabul etmesine yönelik tepkilerin bir benzeri, salondaki ortak düşüncede de yankı buldu.

BUNDAN SONRA NE OLUR?

Tekirdağ siyasetinde CHP içinde “Kılıçdaroğlu-Öztrak kanadı” olarak anılan belediye başkanlarının, dünkü yaşananlardan sonra Akay’ın güdümünde siyaset yapmayı sürdürüp sürdürmeyecekleri merak konusu. Yerel seçime üç buçuk yıl varken, belediye başkanlarının Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlılık testinde ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek. Kendini partinin ve halka verilen oyun üzerinde gören siyaset anlayışının ve kibirli tavırların, giderek “şımarık çocuk” olarak adlandırılacağı bir gelecek ise çok uzak görünmüyor.