CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülen İklim Kanunu Teklifi üzerine yaptığı konuşmada, iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Gündoğdu, kanun teklifinin hazırlanış sürecinden içeriğine kadar birçok açıdan eksik ve taraflı olduğunu belirterek, “İklim krizinin faturasını halka ödetemezsiniz” dedi.

“Görüşüyoruz ama iktidar sıraları boş”

Konuşmasına Meclis sıralarındaki katılım eksikliğine dikkat çekerek başlayan Gündoğdu, şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri; yaşamı, günümüzü, yarınımızı ve tüm canlıların yaşam adaletini sağlamayı hedefleyen İklim Kanunu’nu görüşüyoruz. Tabii ‘görüşüyoruz’ diyoruz ama kanunu getiren iktidar partisinin sıralarında yalnızca üç milletvekili oturuyor. Onlar herhalde görüşmekten kaçıyor.”

“Kapalı kapılar ardında hazırlanan kanun halkı temsil etmez”

İklim değişikliğinin doğa, birey, toplum ve ekonomiler üzerinde yaşamsal tehdit oluşturduğunu vurgulayan Gündoğdu, bu konuda kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu belirtti. Ancak teklifin hazırlanış sürecinde bu yaklaşımın sergilenmediğini dile getirerek şunları söyledi:

“Sayın Bakan, geçmişte birçok kez ‘önemli tekliflerde birlikte çalışacağız, birlikte değerlendireceğiz’ sözü vermişti. Ne yazık ki bu süreci yine göremedik. Teklif hazırlanırken ilgili taraflar ve paydaşlar sürece dahil edilmemiştir. Canlı yaşamını ilgilendiren konularda bakanlığın kapalı kapılar ardında çalışması kabul edilemez. Ne, neyi, kimden saklıyoruz, anlayabilmiş değiliz.”

“Somut adım yok, sadece genel ifadeler var”

Gündoğdu, kanunun hedef olarak iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve sera gazı emisyonlarını azaltmayı koyduğunu ancak bu hedeflere ulaşmak için gerekli somut adımların net şekilde tanımlanmadığını söyledi. Uygulamada karşılaşılacak zorlukların göz ardı edildiğini belirten Gündoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Uyum faaliyetlerinin hangi mekanizmalarla hayata geçirileceği, hangi araçların kullanılacağı ve bunların nasıl denetleneceği açıkça belirtilmemiştir. Genel gerekçede ‘bu dönüşüm fırsatlar sunabilir’ deniyor ama bu fırsatların kime sunulacağı belirsiz. Halkımıza mı, yoksa büyük şirketlere mi? Sayın Bakan’dan bu konuda bir açıklama bekliyoruz.”

“Kirletenin serveti büyürken, halk daha da yoksullaşmasın”

Kanun teklifinin sermaye sahiplerine daha fazla kâr olanağı sunduğunu ve halkın temel ihtiyaçlara erişimini zorlaştırdığını savunan Gündoğdu, şu uyarılarda bulundu:

“İklim değişikliğini gerekçe göstererek kirletici faaliyetleri sürdüren şirketlerin servetlerini artırmasına izin verilemez. Bu kanun, toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını korumaktan uzak bir yaklaşımla hazırlanmıştır. Tarım ve hayvancılığımızın küresel şirketlerin kontrolüne geçme tehlikesi vardır. İklim krizinin faturasını halka ve yoksullara ödetemezsiniz. Yoksulun gıda güvenliği birinci öncelik olmalıdır. Krizin sorumlusu kimse, bedeli de o ödemelidir.”

“22 yılda ne çevre kaldı ne adalet”

İktidarın çevreye ve doğaya yaklaşımını da eleştiren Gündoğdu, iklim adaletinin bu anlayışla sağlanamayacağını ifade etti:

“Doğayı sınırsız kaynak ve atık deposu gören bir zihniyetle mücadele ediyoruz. Sınırsız imkânsızlık içindeki halk, sınırsız haz peşindeki bir azınlığın tüketim çılgınlığının bedelini ödemek zorunda kalıyor. 22 yıldır uyguladığınız politikalarla sosyal ve ekonomik adaletsizlikleri büyüttünüz. AKP’nin iklim adaletini sağlayabileceğini düşünmek ya saflık olur ya da fazlaca iyimserlik.”

“Ergene hâlâ kirli, Istrancalar talan altında”

Gündoğdu, Trakya bölgesinde yaşanan çevre sorunlarına da değinerek örnekler verdi:

“22 yıldır Trakya’nın kalbinden akan Ergene’yi temizleyemediniz. Istrancalar’da yanlış yer seçimleriyle ekolojik dengeyi bozdunuz. ‘Yeşil kalkınma’ diyerek madenlere yeşil etiket vurup dağları talan ettiniz. Kırklareli’nin verimli topraklarını maden sahası haline getirdiniz. İğneada gibi bir doğa harikasına nükleer santral kurmak istiyorsunuz. Bu, çevre katliamıdır.”

“Toprağına kanımızı verdik, kirletmenize izin vermeyeceğiz”

Konuşmasını duygusal ve kararlı bir tonla noktalayan Gündoğdu, şunları söyledi:

“Topraklarına kanımızı dökerek vatan yaptığımız bu eşsiz coğrafyanın, bedelini ödeyenin değil, kirletenin ülkesi olmasına asla izin vermeyeceğiz. Kusura bakmayın, bu yanlışa boyun eğmeyeceğiz.”