Kemal Kılıçdaroğlu’na Açık Mektup: “Yapmayın!”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluşunun 102. yılında Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup:
“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,
Mektubun kısası makbuldür. Ancak konu Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini ilgilendirdiği için bu mektup biraz uzun olabilir. Hakkınızı helal edin.
Yaklaşık üç ay sonra, 17 Aralık 2025 tarihinde 77. doğum gününüzü kutlayacaksınız. Dolayısıyla ülkemizde öyle bir tablo oluşur da hiç kimsenin doğum günü kutlanamaz hale gelirse, şimdiden doğum gününüzü kutlamış olalım.
Öncelikle, 13 Şubat 2024’te CHP’den istifa ettiğini sosyal medya hesabından açıklayan Gürsel Tekin’in, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na atanmasından sonra ortaya çıkan garabeti görmüş olduğunuzu umuyoruz. Allah, hiç kimsenin evlatlarına böyle bir utanç yaşatmasın. Bu mektubu da, siz çocuklarınız Kerem, Aslı ve Zeynep’e böyle bir utanç bırakmayın diye kaleme alıyoruz.
13 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü ve kurucu partisine genel başkanlık yaptınız. Bu süreçte çokça eleştirildiniz. Yeri geldi büyük takdir topladınız. Kimi zaman tarihi hatalarınız da oldu. Ancak hiç kimse sizin bir işbirlikçi olabileceğinizi düşünmek istemedi. Farkında mısınız bilmeyiz ama hâlâ insanlar sizin tarihe bir “hain” olarak geçmemeniz için çırpınıyor.
Oysa siz giderek dümeni, kayyım atayacakların işaret ettiği yöne kırıyorsunuz. Bu senaryoda Gürsel Tekin’in emir aldığı yere doğru rotanızı çevirdiğiniz izlenimi veriyorsunuz. Örneğin en kritik açıklamalarınızı kuruluş amacı belli olan TGRT’ye yapıyorsunuz. Yapmayın. Kendinize yazık etmeyin. Hâlâ o çevrelerden para alan ve kendine gazeteci diyen dalkavuklara kanmayın.
Unutmayın, daldan dala atlayan bu dalkavuk takımı çok kullanışlıdır; her dönemde her devrin adamı olmaya müsaittirler. Onların oyununa gelmeyin. İnanın, değmez. Bir 77 yıl daha yaşamayacağınızı siz de biliyorsunuz.
Zaten mesele artık siz değilsiniz, Kemal Bey. Mesele, Cumhuriyet Halk Partisi’nin on yıllar sonra ilk kez birinci parti oluşu ve ilk seçimde iktidara gelme ihtimalidir. Siz bunu istemiyor musunuz? Eğer size biçilen kayyım rolünü kabul eder veya üçüncü bir isme destek olursanız, 40 yıllık CHP’lilerin bile bu sahte yapıya oy vermeyeceğini, asıl oyunun da bu olduğunu görmüyor olamazsınız.
Bu mektup size muhalefet etmek için değil, sizi uyarmak için yazıldı. Artık tünelden önce son çıkıştasınız. Bugüne kadar günahıyla sevabıyla sizi kabul etmiş milyonların bedduasını alacağınız bir sürece sokulmak isteniyorsunuz. Yapmayın.
Sosyal medyada ülke gündemiyle hiç alakası olmayan paylaşımlar yaptığınızı görüyoruz. Oysa ülkenin gündemi bu değil. Paylaşımlarınızın altındaki kahredici yorumları görünce hiç mi üzülmüyorsunuz?
Kemal Bey, AKP’nin çeyrek asra yaklaşan iktidarı boyunca muhalefet partilerinden ve liderlerinden çok hata gördük. Bu hataların bazılarında sizin adınız da geçti. Olabilir, insanlık halidir. Fakat hiçbir hata, hiçbir yanlış tercih işbirlikçilikle kıyaslanamaz.
İşbirlikçiliğin ne demek olduğunu örneklerle açıklamaya gerek yok. Özlem Çerçioğlu ve Gürsel Tekin gibi isimler yeterince açık örneklerdir. Tarihe bu şekilde geçmeyi kendinize yakıştırır mısınız?
Kemal Kılıçdaroğlu adını “tescilli bir işbirlikçilik” ile anılacak şekilde finalize etmek için nasıl bir zorunluluk altında olabilirsiniz? Tehdit mi ediliyorsunuz? Yakınlarınızın can güvenliği mi söz konusu? İşbirlikçilik yapmak için hangi korkuya kapılmış olabilirsiniz?
Ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan milyonları düşünün… Çöpten yiyecek toplayan yaşlı kadınları, okulunda açlıktan bayılan çocukları düşünün… Normal bir ülkede yaşayamayacağını görüp yurtdışına kaçmaya çalışan gençleri, kaçamayıp intihar edenleri düşünün…
Sokak ortasında öldürülen kadınları düşünün. Şafak operasyonlarıyla gözaltına alınan masum insanları… Cezaevlerinde yerde, taşta yatan bir akademisyenin çığlığını duymayı hiç denediniz mi?
Ama sonra başınızı kaldırıp bir de hayatın öteki yüzünü düşünün: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında rahat bir nefes alacak gençleri, kadınları, çocukları hayal edin, Kemal Bey!
Yoksa gidin Genel Merkez’deki koltuğa oturun, AKP iktidarının gölgesinde 13 yıl daha bekleyin.
“Hakkınızı helal edin” diyerek başladığımız mektup, sizin tercihleriniz sonucunda bizim size hakkımızı helal edip etmeyeceğimizle neticelenecektir.
Tercih sizin.
Korkularınızın ne olduğunu bilmesek de hatırlatmak isteriz: “Hiçbir korkuya benzemez, halkını satanın korkusu.”
Bu bağlamda AKP’den değil, halktan korkmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü bu tercih de bizimdir.
Ferman padişahınsa, bu ülkenin yolları, sokakları, caddeleri ve dağları da bizlerindir!”