Kamaradere–Tilkiçatağı’nda OPET’e ait mevcut 68 depolama tankına 268 yeni tank eklenmesini ve kapasite artışını öngören proje için yapılan ÇED toplantısı, yoğun katılımla sert tartışmalara sahne oldu. CHP’li Nurten Yontar “Yangın, patlama, sızıntı ve emisyon riskiyle kıyı ekosistemi ve insan sağlığı tehdit altında” derken, katılımcılar önceki büyük sızıntıyı hatırlattı; OPET temsilcisinin “habersiz” olduğunu belirtmesi tepkileri büyüttü. Toplantı yaklaşık 2 saat sürdü.

Ne oldu?

Marmaraereğlisi’nin Kamaradere Mahallesi, Tilkiçatağı mevkiinde OPET Petrolcülük A.Ş.’nin kimyasal ve akaryakıt depolama kapasitesini büyüten projesi için 25 Aralık 2025 Perşembe günü ÇED toplantısı yapıldı. Toplantıya CHP Tekirdağ Milletvekilleri Nurten Yontar ve İlhami Özcan Aygun, Marmaraereğlisi Belediye Başkanı Onur Bozkurter, Marmaraereğlisi Kent Konseyi Başkanı Atilla Olgaç, Çorlu Kent Konseyi Başkanı Esra Ay, Tekirdağ Kent Konseyi YK Üyesi Özgür Aksun ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Yontar: “Kabul edilemez bir risk yığını”

CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, projenin yangın, patlama, sızıntı ve emisyon riskleri taşıdığını; kıyı ekosistemi, tarım alanları ve halk sağlığına telafisi olmayan zararlar verebileceğini vurguladı:
“Yaşam alanlarımızı, denizimizi ve toprağımızı tehdit eden bu tür projelere karşı halkın iradesini ve kamu yararını savunmaya devam edeceğiz.”

“Dilovası’ndan ders alınmadı” tepkisi

Salonda söz alan yurttaşlar, geçmiş yıllardaki büyük sızıntıyı anımsattı. OPET adına toplantıya katılan müdürün bu olaydan habersiz olduğunu söylemesi tepkileri artırdı. Katılımcılar, “Dilovası’ndan ders alınmadı” diyerek benzer bir felaketin Marmaraereğlisi’nde yaşanmasından endişe ettiklerini dile getirdi.

Projenin kapsamı: yüzlerce yeni tank, milyonlarca metreküp kapasite

• Mevcut terminalde 68 tank bulunuyor.
• Proje alanında yeni tank sahası kurulacak; 268 yeni tank planlanıyor.
• Teknik belgelerde; kimyasal ürünler için 145 tank, akaryakıt için 89 tank ve yangın suyu için 4 tank öngörüldüğü; toplam yeni depolama kapasitesinin 3 milyon 99 bin 405 metreküp, terminal toplam kapasitesinin 3 milyon 158 bin 857 metreküp olacağı belirtiliyor.
• Depolanması planlanan başlıca ürünler arasında; ham petrol türevleri, benzin çeşitleri, jet yakıtları, LPG, dizel, ayrıca tiner, metanol, asetik asit, amonyak, glikol, izopropil alkol, MEG, DEG, kostik, sülfürik asit, fosforik asit, asetat, ketonlar gibi yüksek tehlike sınıfındaki kimyasallar bulunuyor.

Kent ve ekosistem için öne çıkan risk başlıkları

1- Yer seçimi ve yoğunluk: Terminalin hemen batısında, yerleşimlere ve kıyı ekosistemine çok yakın bir bölgede, devasa kapasite artışı öngörülüyor.
2- Deniz ekosistemi riski: Dolum, depolama ve tahliye işlemlerinin deniz canlıları ve kıyı şeridi üzerinde kalıcı tahribat yaratacağı uyarıları yapıldı.
3- Koku ve emisyon: Kimyasal buharlaşmalar ile uçucu organik bileşiklerin yerleşimlere taşınacağı, hava kalitesini bozacağı ifade edildi.
4- Afet ve yangın güvenliği: Olası kaza, patlama veya büyük endüstriyel kaza durumunda etkilenme yarıçapının onlarca kilometreyi bulabileceği; 60 kilometre ölçeğinde bir felaket senaryosuna kadar uzanan risk analizleri dile getirildi.
5- Plan ve mevzuat uyumsuzluğu: Projenin 1/100 bin çevre düzeni planı ve 1/25 bin ölçekli planlarla çeliştiği ileri sürüldü.
6- Deprem riski: Bölgenin 1. derece deprem kuşağı içinde yer aldığı, sıvılaşma ve olası deprem etkileri bakımından ilave riskler barındırdığı belirtildi.
7- Kıyı ve silüet etkisi: Marmaraereğlisi sahil bandının kapanacağı, kentin silüet ve panoramasının olumsuz etkileneceği vurgulandı.
8- Sağlık Etki Değerlendirmesi yok: SED raporunun bulunmaması eleştirildi.
9- ÇED tutarsızlıkları: Raporda çok sayıda aykırılık ve eksik olduğu, bu haliyle kamu yararı ve çevresel güvenlik ilkelerini karşılamadığı savunuldu.

“İptal edilsin, alan sağlıklı yaşam kuşağına dönüştürülsün”

Meslek odaları ve yurttaşlar, kent yaşam alanı içinde kalan bu projenin iptalini, bölgenin halkın kullanabileceği sağlıklı bir yaşam alanına dönüştürülmesini talep etti. Toplantı süresince tarım arazileri, su kaynakları, balıkçılık ve turizm üzerinde yaratacağı etkiler de ayrıntılı biçimde gündeme taşındı.

OPET’ten beklenenler

Katılımcılar, şirketten şeffaf bilgi paylaşımı, geçmiş sızıntılara ilişkin net tablo, acil durum ve tatbikat planlarının kamuoyuna açıklanması, bağımsız sağlık–çevre değerlendirmeleri ile gerçek bir alternatif yer ve teknoloji analizi talep etti.

Son söz: “Kamu yararı ve halk sağlığı temel alınmalı”

Yaklaşık 2 saat süren toplantı sonunda yurttaşların genel eğilimi projenin durdurulması yönünde oldu. CHP’li Nurten Yontar ve toplantıya katılan yerel yöneticiler, süreci hukuki ve idari tüm mecralarda takip edeceklerini belirtti:
“Bu proje, denizden tarıma, hava kalitesinden deprem güvenliğine kadar çok boyutlu riskler barındırıyor. Kamu yararı ve halk sağlığı esastır.”

Toplantının tamamını izlemek için: https://www.facebook.com/haber282/videos/1409541600567341

Ekokırımı fütursuzca savunabilen Hür Ses sayfasının amacı ne?

Öte yandan daha önce de gerçek dışı ve manipülatif haberlerle gündeme gelen sosyal medyadaki Hür Ses isimli sayfanın ekokırım gerçeğini umursamadan yaptığı tuhaf yönlendirmeler kamuoyunda tepki topladı. Doğa savunucuları yayınlanan bu ilginç yazılara çok sert tepki gösterdi. Sosyal medya sayfalarında bu gibi tepki çeken yazıların altında şu ibare bulunuyor: Haber = Eren Sacak

Manipülatör birkaç yıl önce çocuk yaştaymış!

Bu gibi provokatif paylaşımları neden yaptığı anlaşılamayan Sacak, sosyal medyada açıkça belirttiği kimlik bilgilerinden AK Parti Marmaraereğlisi Gençlik Kolları’nda basından sorumlu olduğu belirtmiş. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okuduğunu deklare eden Eren Sacak, kendisini gazeteci olarak tanıtıyor.

Minik Eren, Rakel Dink’in sözleri akıllara getiriyor…

Sacak’ın birkaç yıl önce çocukken yaptığı paylaşımlara bakınca Hrant Dink’in cenazesinde eşi Rakel Dink’in söylediği sözler geliyor insanın aklına:

“Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim…

Kardeşlerim,

Onun doğruluğa olan sevgisi, şeffaflığa olan sevgisi, dostuna olan sevgisi onu buraya getirdi. Korkuya meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. Diyorlar ki ‘O büyük bir adamdı.’ Size sorarım: ‘O büyük mü doğdu?’ Hayır! O da bizim gibi doğdu. O gökten değildi o da topraktandı. Bizim gibi çürüyen bir beden! Fakat yaşayan ruhu, yaptığı iş, kullandığı üslup gözlerindeki, yüreğindeki sevgi onu büyük yaptı.”

İşte Eren Sacak’ın henüz çocukken yaptığı o paylaşımlar:

Ve bugünkü “Haber = Eren Sacak”