Dolar 41,8397
Euro 48,6868
Altın 5.646,94
BİST 10.443,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 19°C
Çok Bulutlu
Tekirdağ
19°C
Çok Bulutlu
Per 19°C
Cum 20°C
Cts 20°C
Paz 17°C

Mestan Özcan, Su Krizini 1 Dakikada Çözdü!

3 Temmuz 2025 11:59 | Son Güncellenme: 3 Temmuz 2025 12:00
1.006

Tekirdağ’da yaşanan su kesintileri ve kuraklık, vatandaşları haklı bir endişeye sürüklerken, AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yerinden oturarak ve önündeki metinden okuyarak yaptığı bir (1) dakikalık konuşma, çözüm üretmekten çok siyasi şovlara malzeme üretmeyi tercih ettiğini bir kez daha gösterdi. Özcan, yerel yönetimi hedef alarak “yönetememek ve beceriksizlik” gibi iddialarda bulundu. Ne var ki bu çıkışı, kendisinin çözümün bir parçası olmaktan çok, bu ulusal ve hatta küresel sorunda tribün yorumcusu olmayı seçtiğini açıkça ortaya koyuyor.

Mestan Özcan, 23 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin milletvekili. Eğer bu sürede barajlar yapılmamış, yüzey suları devreye alınmamışsa, sorumluluğu Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne yüklemek biraz fazla hayal gücü gerektiriyor. Zira yer üstü sularını biriktiren barajları, göç politikasındaki planlamayı, Organize Sanayi Bölgelerindeki ana denetimi, iklim kriziyle ulusal ölçekte mücadeleyi merkezi hükümetin yaptığını veya yapması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Mestan Özcan iktidar partisinin mensubu olduğunu unutarak bu kadar çok muhalefet etme arzusunu içinde taşıyorsa, kendisine ana muhalefet saflarına geçip siyaset yapma fırsatı da sunulabilir.

Mestan Özcan’ın konuşması, ucuz kasaba siyasetine dair ders kitaplarına örnek olarak konulabilecek cinsten. Tanker kuyruklarını gösterip “Bu nasıl vicdan?” demek kolay, ama aynı vicdan, yıllardır DSİ yatırımlarının neden geciktiğini, Tekirdağ’ın neden bir damla yüzey suyu kaynağına hâlâ kavuşamadığını da sorgulamalı. Herkesin bildiği kuraklık gerçeğini “bahane” diye yaftalamak, sadece teknik cehaletle değil, siyasi kasıtla da açıklanabilir.

Oysa sorun karmaşık:
Plansız sanayileşme ve Tekirdağ’ın dört bir yanına yayılan OSB’ler, hem yeraltı sularını tüketiyor, hem de kirletiyor.
– Tarımda hâlâ vahşi sulama yöntemleri kullanılıyor.
Kırdan kente göçle birlikte artan nüfus, altyapıya baskı yapıyor.
– İklim krizine rağmen yerüstü suyu yatırımları öteleniyor, baraj projeleri ise bürokratik labirentlere takılıyor.
– Merkezi yönetim, yerel yönetimle uyum içinde çalışmak yerine engelleme ve suçlama yarışına giriyor.

Tüm bu yapısal başlıklar dururken, Mestan Özcan’ın bir dakikalık konuşmayla yarattığı “suçlu belediye, mağdur milletvekili” tablosu, gerçeği yansıtmaktan uzak ve sadece bir mikrofon şovu niteliğinden öteye geçemiyor. Vatandaşı en çok yaralayan ise susuzluk değil; bu büyük sorunun dahi günlük siyasi hesaplarla köpürtülmesi.

Su gibi hayati bir meselede, köpük siyasetiyle yol alınmaz. Mestan Bey, tribünlere değil, çözüme oynayacaksa, DSİ projelerinin hızlandırılması, merkezi bütçeden pay ayrılması ve Tekirdağ için sürdürülebilir su yönetimi modellerinin geliştirilmesi için mücadele etmelidir. Yoksa şişeyle tanker bekleyen vatandaş kadar, bu kentin geleceği de sırada beklemeye devam edecek.

Mestan Özcan’ın yaptığı boşa düşen siyasi şov ise önündeki metni bir dakikalığına oturduğu yerden okumaktan ibaret. İşte bu noktada akıllara bambaşka bir durum geliyor: AK Parti neden eriyor?

Siyasi İmajın Çöküşü: Popülizm, Performans Boşluğu ve AK Parti’nin Oy Erozyonu

Türkiye siyasetinde son yıllarda giderek daha görünür hale gelen bir gerçek var: Seçmen, artık kriz anlarında hamasetle yetinmiyor; çözüm istiyor, istikrar talep ediyor ve yönetişim performansına dayalı değerlendirme yapıyor. AK Parti’nin özellikle büyükşehirlerde ve sosyoekonomik olarak gelişmiş bölgelerde yaşadığı oy kaybı, bu eğilimin doğrudan bir sonucudur.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Meclis Genel Kurulu’nda su kriziyle ilgili yaptığı bir dakikalık konuşma, bu bağlamda sembolik bir gösterge niteliği taşımaktadır. Özcan’ın su gibi çok boyutlu, teknik, çevresel ve yönetsel bir meseleyi yalnızca siyasi hamleye dönüştürme çabası, seçmenin artık duymak istemediği türden bir siyasetin örneğidir.

Sorulması gereken esas sorular şunlardır:

  • Sayın Mestan Özcan, Tekirdağ’ın su sorununu çözmek için bugüne kadar ne yapmıştır?
  • DSİ yatırımlarını ne ölçüde takip etmiştir?
  • İnecik 1 ve İnecik 2 baraj projelerinin hızlandırılması konusunda kamuoyuna hangi bilgiyi sunmuştur?
  • Su yönetiminde merkezi ve yerel kurumların işbirliğini geliştirecek hangi çabanın içinde olmuştur?

Bu sorular cevapsız kaldıkça, bir dakikalık Meclis konuşmaları, kamuoyu nezdinde “görev ifası” değil, “algı yönetimi” olarak okunmakta ve toplumsal karşılık bulmamaktadır.

AK Parti’nin Oy Kaybının Temel Göstergeleri

Yerel seçimler ve bağımsız kamuoyu araştırmaları, AK Parti’nin Tekirdağ ve benzeri şehirlerdeki oy oranlarının ciddi biçimde gerilediğini göstermektedir. Bu düşüşün ardında birkaç temel dinamik yer almaktadır:

  1. Yönetişim Performansı Açığı: Seçmen, kriz anlarında merkezi iktidardan çözüm ve koordinasyon beklemektedir. Ancak yerel sorunlara “yerel yönetimin beceriksizliği” dışında bir açıklama getirmeyen söylem tarzı, seçmen nezdinde inandırıcılığını kaybetmiştir.
  2. Popülizmin Tükenmişliği: Hamasi nutuklar ve muhalefeti suçlamaya dayalı söylem repertuarı, özellikle genç ve kentli seçmen üzerinde etkili olmamaktadır. Mestan Özcan’ın konuşması da bu söylem setinin artık seçmende karşılık bulmadığını göstermektedir.
  3. Kurumsal Çözüm Eksikliği: AK Parti’nin uzun yıllar merkezi yönetimde bulunmasına rağmen Tekirdağ gibi illerde temel altyapı ihtiyaçlarının hâlâ karşılanamamış olması, “iktidar olmanın avantajını yerelde çözüme dönüştürememek” şeklinde yorumlanmaktadır.
  4. Siyasi Tükenmişlik Algısı: Sürekli tekrar eden suçlamalar ve çözümden uzak açıklamalar, seçmen nezdinde “aynı şeyleri söyleyen ama hiçbir şey yapmayan” bir siyasi profil algısına neden olmaktadır.

Sonuç: En az su kadar, siyaset kurumu da tükeniyor!

AK Parti’nin oy kaybı, sadece ekonomik kriz ya da aday tercihleriyle açıklanamaz. Partinin yerel krizlere yaklaşım biçimi, söylemde sorumluluğu tamamen başkasına atıp kendini dışarıda tutma refleksi, siyasetin bütününe zarar veren bir güven kaybı yaratıyor.

Tekirdağ örneğinde görüldüğü gibi, vatandaş artık “ne söylediniz” değil, “ne yaptınız” sorusunu soruyor. Ve bu soruya, bir dakikalık konuşmalarla değil; yılları kapsayan projelerle yanıt verilmesini bekliyor.

AK Parti’nin bu anlayışı değiştirmemesi halinde, Tekirdağ gibi şehirlerde yaşanan oy erozyonu, yalnızca bir yerel yenilgi olarak değil; siyasal temsil anlayışının dönüşümü olarak tarihe geçecektir.

AK Parti’nin Mestan Özcan gibi popülist bir dile sahip kasaba politikacılarına mı, yoksa bilimsel, akademik ve teknik anlamda küresel bir bakış açısı ve yerel çözüm önerileriyle su krizini çözebilecek güvenilir siyasetçilere mi ihtiyacı var? Sorunun yanıtını partinin yönetim kademesi verecektir.

Bu soruya verilecek yanıt ise AK Parti’nin kaderini belirleyecektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber

Trakya Politik

Trakya Gazetesi