Orman Yangını Felaketi Sonrasında Şarköy’de Ne Yapmalı?
Orman Yangını Sonrası Ne Yapılmalı?
Doğaya dokunmadan iyileşmesini beklemek mi, yoksa yeniden ağaçlandırmaya hemen başlamak mı? Uzmanlar, bilimsel veriler ve geçmiş tecrübeler ışığında yanıtlıyor.
Trakya Politik – Özel Dosya | Temmuz 2025
15 Temmuz Salı günü Şarköy’ün ormanlık alanlarında başlayan yangın, sadece ağaçları değil, insanların doğayla kurduğu bağı da küle çevirdi. Yaklaşık 25 kilometre uzunluğunda bir kuşakta ağır tahribat oluştu. Günlerce süren mücadele, yerleşim alanlarının tahliyesi ve binlerce hektarlık kayıp… Peki, şimdi ne olacak?
Orman yeniden yeşerecek mi? Ağaç dikilmeli mi? Maden, turizm ya da başka rant projeleri mi kapıda? İşte yanıtlar…
Bir Felaketin Anatomisi
Yangının başladığı alan rüzgârın etkisiyle kısa sürede orman içlerine, ardından da yerleşim alanlarına doğru yayıldı. 1300’ün üzerinde kişi geçici olarak tahliye edildi. AFAD, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin ekipleri bu felaketi bitirmek için çalıştı.
En çok yanan alanlar, tarım ve orman sınırlarının iç içe geçtiği kırsal vadi kuşakları oldu. İşte bu bölgeler bugün tartışmanın odağında.
Orman Kendini Yenileyebilir mi?
Evet. Üstelik bu soruya yanıt yalnızca romantik bir “doğa kendini onarır” varsayımı değil; bilimsel bir gerçeklik.
Manavgat yangınında da benzer bir tablo yaşanmıştı. Yaklaşık 60 bin hektarlık yanan alanın % 40’ı doğal yollarla, yani insan eli değmeden yeniden yeşermeye başladı. Çimlenme, kök altı sürgünleri, yangına dayanıklı türlerin yeniden doğması…
Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ, Hacettepe gibi kurumların araştırmalarında, özellikle Akdeniz iklimi kuşağındaki ormanların kendi kendini onarma kabiliyeti olduğu net biçimde ortaya kondu.
Peki, Şarköy’de Ne Yapılmalı?
Uzmanların ve bilimsel literatürün ortaklaştığı bazı temel öneriler şöyle:
1. Bekle ve Gözle: En Doğru Müdahale, Bazen Hiçbir Müdahalede Bulunmamaktır
Yangının ardından en az bir yıl boyunca alanın doğaya bırakılması, doğanın kendi döngüsüne göre kendini yenileyip yenilemediğinin gözlemlenmesi gerekiyor.
Bu süre zarfında:
- İş makinesi, traktör, dozer gibi araçlar kesinlikle kullanılmamalı
- İnsan girişi dahi sınırlı olmalı
- Alan dronelarla ve bilimsel gözlemle izlenmeli
2. Fidan Dikmeyin, Doğayı Dinleyin
Her yangından sonra refleks olarak fidan dikim kampanyaları başlatılıyor. Ancak bilim insanları uyarıyor: Yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış türle yapılan dikim felaketi derinleştirebilir.
- Kızılçam gibi monokültür (tek tür) ekosistemler yerine
- Meşe, fıstık çamı, menengiç gibi yerli, dayanıklı türler tercih edilmeli
- Eğer gerekliyse, elle ve az sayıda dikim yapılmalı
3. Maden ve Rant Tehlikesine Karşı Hukuki Güvence Şart
Şarköy çevresinde 2016 yılında II. Grup taş ocağı ruhsatı için bir alan genişletme başvurusu yapıldığı biliniyor. Bu başvuru hâlâ resmi kayıtlarda duruyor.
Yangın sonrası alanın “kamu yararı” kılıfı altında farklı kullanımlara açılması riski yüksek. Anayasa’nın 169. maddesi gereği, yanan orman alanları başka amaçla kullanılamaz. Ancak bu kuralın yıllardır çeşitli yollarla aşılabildiğini biliyoruz.
Tekirdağ halkı, sivil toplum, yerel yönetimler ve bilim çevreleri bu alanların kesinlikle orman olarak kalması için ortak baskı oluşturmalı.

Şarköy İçin Yol Haritası
Uzman görüşleri, Manavgat deneyimi ve uluslararası örnekler ışığında Şarköy için 5 maddelik bir yol haritası:
- Korunan alan zonları belirlenmeli – İnsan ve makine girişi yasaklanmalı
- Sürekli izleme sistemi kurulmalı – Dronlar, fotokapanlar ve saha ekipleriyle takip
- Toplum katılımı sağlanmalı – Köylüler, gençler ve yerel STK’lar bu sürece dahil edilmeli
- Müdahale gerekiyorsa yerli türlerle yapılmalı – Ticari amaçla değil, ekolojik denge için
- Yanan alanlar için “özel koruma alanı” statüsü değerlendirilmeli – Gelecek kuşaklar için

Şarköy Orman Yangını Sonrası 10 Yıllık Rehabilitasyon Takvimi
Dönem Süre Amaç Yapılması Gerekenler Acil Müdahale 0–3 ay Güvenlik, sınırlandırma, acil hasar tespiti • Alanın çevresi kapatılmalı, girişler engellenmeli • Yanan alanların koordinatları net biçimde belirlenmeli • Dron ve uydu görüntüleriyle ilk hasar haritası çıkarılmalı • Erozyona açık alanlarda doğal çalı örtüsüyle setleme yapılmalı (makine kullanılmadan) Erken Gözlem ve İzleme 3–12 ay Doğal yenilenme kapasitesinin gözlemlenmesi • Fide çıkışı, sürgünler, çimlenme durumu gözlemlenmeli • İstilacı türler (akasia vb.) tespit edilmeli ve kontrollü olarak uzaklaştırılmalı • İnsan ve hayvan müdahalesi minimuma indirilmeli • Gönüllü köylülerle gözlem ağları kurulmalı (doğal bekçilik) Geç Müdahale / Yumuşak Destekleme 1–3 yıl Doğal süreç yetersizse sınırlı destek • Yeterli fide yoksa elle ve yerli türlerle destek dikim yapılmalı • Kızılçam gibi riskli monokültür türler yerine meşe, menengiç, fıstık çamı tercih edilmeli • Organik gübreleme ve toprak mikrobiyal yaşamı desteklenmeli • Su tutucu malçlama yöntemleri uygulanabilir Habitat Geri Dönüş ve Toplumsal Katılım 3–5 yıl Biyoçeşitliliğin yeniden oluşumu ve yerel katkı • Kuş, böcek, mantar, küçük memeliler gözlemlenmeli • Eğitim programları düzenlenmeli: doğa eğitimi, iz bırakmadan gözlem • Okullar, köy dernekleri ve STK’larla birlikte doğa okuryazarlığı çalışmaları başlatılmalı • Alan, “rehabilitasyon sahası” olarak belgelendirilmeli Uzun Vadeli Ekosistem Koruması 5–10 yıl Kalıcı koruma ve ekosistem restorasyonu • Yeniden orman statüsü güçlendirilmeli, tapu-kadastro ve planlamalarda güvenceye alınmalı • Alanın “özel ekolojik koruma alanı” ilanı değerlendirilmeli • Yenileme sürecinin tüm aşamaları belgelenerek bir model haline getirilmeli • Yangına dayanıklı ekolojik koridorlar tasarlanmalı ve bitişik alanlara genişletilmeli

Özet İlkeler:
- Sabırlı olunmalı: Rehabilitasyon 10 yıla yayılmalı, kısa vadeli politik kazanç hedeflenmemeli
- Müdahalesizliğe öncelik verilmeli: Doğa, insan elinden çok daha etkili biçimde kendini onarabilir
- Bilim temelli hareket edilmeli: Tüm kararlar gözlem, veri ve uzman görüşüne dayandırılmalı
- Kamu gözetimi sağlanmalı: Alanın başka amaçlarla kullanılmasına dair her girişime karşı ortak kamu refleksi geliştirilmeli
Son Söz: Orman Bir Ağaç Topluluğu Değil, Bir Yaşam Alanıdır
Şarköy ormanları yanmış olabilir. Ama doğru adımlar atılırsa bu sadece bir son değil, aynı zamanda bir başlangıç olabilir.
Orman sadece ağaçlardan ibaret değil; içindeki kuş, karınca, mantar, toprak mikrobu, yeraltı suyu, yaban arısı ve kelebekle bir bütün.
Doğanın yasasını bozmazsak, o bize yeniden hayat vermeye hazır.
Editör Notu:
Bu yazı, saha raporları, akademik araştırmalar, geçmiş yangın deneyimleri ve doğa koruma uzmanlarının görüşleri ışığında hazırlanmıştır. Yorumlarınızı ve katkılarınızı bekliyoruz.