Tekirdağ’a Neden Baraj Yapılmıyor?

Tekirdağ, Türkiye’nin ekonomik can damarlarından biri. Kişi başına düşen vergi tahsilatında ülke genelinde yedinci sırada yer alan bu güzel Marmara şehri, 2023 yılı verilerine göre en fazla vergi veren ilk 10 il arasında. Ancak bu başarı hikâyesi, su yönetimi ve yerüstü su kaynakları konusunda hüsranla gölgeleniyor. Tekirdağ, su fakiri bir yer haline getirilirken devletin ilgili kurumları, sorunun çözümüne yönelik somut adımlar atmaktan kaçınıyor.
Vergide İlk 10’da, Su Yönetiminde Sonlarda
Türkiye’deki toplam vergi gelirlerinin yüzde 88.5’ini oluşturan 10 ilin arasında yer alan Tekirdağ, 28.485 TL kişi başı vergi tahsilatıyla birçok büyükşehirle yarışır durumda. İstanbul, Kocaeli, Ankara ve İzmir gibi dev ekonomilerle aynı listede yer alan Tekirdağ, sanayi ve tarımda sağladığı katma değerle ülke ekonomisine büyük katkıda bulunuyor. Buna rağmen, ilin yerüstü su kaynakları ve barajları konusunda ihmal edildiği net bir şekilde görülüyor.
İlin toplam yerüstü su potansiyeli 713 milyon metreküp olmasına rağmen, bu kaynakların yeterince değerlendirilmediği açık. Su temininde yeraltı sularına yüzde 90 oranında bağımlı olan Tekirdağ, sürdürülemez bir su politikasıyla karşı karşıya. Yeraltı sularının aşırı kullanımı nedeniyle seviyeler 300 metrenin altına kadar düşmüş durumda. Bu, su krizinin sadece bir başlangıcı.
Türkiye Ortalamasının Çok Altında
Türkiye genelinde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.340 metreküp iken, Tekirdağ’da bu rakam yalnızca 640 metreküp. Bu da ilin, ülke ortalamasının yarısı kadar bir suya erişebildiğini gösteriyor. Dolayısıyla, Tekirdağ’ın su kaynaklarının etkin yönetilmemesi, hem çevresel hem de toplumsal anlamda ciddi sorunlara yol açıyor.
Baraj Yatırımları Neden Yapılmıyor?
Tekirdağ’ın coğrafi ve iklimsel özellikleri, bölgede yağış sularını depolayabilecek barajların yapılması için son derece uygun. Yıllık ortalama yağış miktarları, küçük ve orta ölçekli barajlarla suyun toplanmasını ve depolanmasını mümkün kılarken, bu konuda herhangi bir adım atılmıyor. Mevcut barajların doluluk oranları yağış dönemlerinde hızla artabilirken, özellikle yaz aylarında kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
Örneğin, Naip Barajı, kuraklık ve plansız su yönetimi nedeniyle yalnızca % 19 doluluk oranıyla alarm veriyor. Buna karşın, bölgedeki 4 barajın toplam su miktarı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre artış göstermiş olsa da, bu gelişme sürdürülebilir su yönetiminin hâlâ çok uzağında olduğumuzu gösteriyor.
Devletin İlgisizliği Su Krizini Derinleştiriyor
Devletin ilgili birimleri, Tekirdağ’ın vergi gelirlerindeki üstün başarısını görmezden gelircesine, ilin su yönetimi sorunlarına karşı vurdumduymaz bir tutum sergiliyor. Yeraltı sularının tükenmek üzere olduğu bu dönemde, yüzeysel su kaynaklarına yönelik ciddi bir yatırım yapılmaması, su krizini derinleştiriyor. Türkiye’nin en çok vergi veren illeri arasında yer alan Tekirdağ, maalesef su yönetimi anlamında sahipsiz bırakılmış durumda.
Tekirdağ Suyu Hak Ediyor: Çözüm Önerileri
Tekirdağ’ın su krizini çözmek için hem yerel hem de merkezi yönetimin şu adımları atması gerekiyor:
- Yeni Baraj ve Gölet İnşaatları: Yağış miktarları göz önüne alınarak bölgede küçük ve orta ölçekli barajlar inşa edilmeli. Bu yatırımlar, yeraltı suyu kullanımını azaltacaktır.
- Yağmur Suyu Hasadı: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yağmur suyu toplama sistemleri zorunluluğu, genişletilerek tüm binaları kapsamalıdır.
- Yeraltı Suyu Yönetimi: Yeraltı su kaynaklarının aşırı tüketimini önlemek için su kuyuları denetim altına alınmalı ve alternatif kaynaklar teşvik edilmelidir.
- Tarımda Su Tasarrufu: Tekirdağ gibi tarım yoğun illerde, modern sulama teknikleri teşvik edilmeli, damla sulama sistemlerine geçiş desteklenmelidir.
- Farkındalık Kampanyaları: Su tasarrufu bilinci oluşturulmalı ve bu konuda toplumsal farkındalık artırılmalıdır.
Çare, devletin Tekirdağ’ı görmesidir!
Tekirdağ, Türkiye’nin ekonomik büyümesine sağladığı katkılarla gurur duyulacak bir şehir. Ancak, yerüstü su kaynakları ve su yönetimi konusundaki ihmaller, bu başarıyı gölgelemektedir. Devletin ilgili birimlerinin bu duruma kayıtsız kalmaya devam etmesi, sadece Tekirdağ’ı değil, tüm ülkeyi etkileyecek daha büyük bir su krizine yol açacaktır. Tekirdağ halkı, ödediği vergilerle hak ettiği hizmetleri talep etmektedir. Bu taleplerin göz ardı edilmemesi ve Tekirdağ’ın su fakiri bir kent olmaktan kurtarılması için acil adımlar atılmalıdır.