Devletin en temiz evladıdır kendisi.

1990’da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi.
Üstelik Kamu Yönetimi.
Diploması tartışmaya açık değil, sahte değil.

İngiltere’de de okudu.
Britanya’nın anayasal sistemini yerinde öğrendi.
Çin’e gitti.
Kamu yönetimi üzerine uluslararası programlara katıldı.
Yani dünyayı gördü.
Kim için? Bu devlet için, bu millet için!

1992’de kaymakam oldu.
Karabük Yenice, Ordu Mesudiye.
Halkın elektriği yoktu, götürdü.
Suyu yoktu, akıttı.
Okulu yoktu, yaptırdı.
Siyasetçi sırtını dönerken, o oradaydı.
İnsan gibi… İnsana değer verecek gibi!

2002’de kaymakamlar arasında birinci.
Mülkiye müfettişi oldu.
Tesadüfen değil, torpille değil, sınavla.

Teftiş etti.
Yolsuzluk kovaladı.
Devletin çürük dosyalarını inceledi.
Korkmadı.
Savrulmadı.
Yalnızca işini yaptı.
Vicdanıyla yaptı.

13 yıl başmüfettiş.
Hiç soruşturma geçirmedi.
Bir leke bile yok sicilinde.

2015’te TESKİ Genel Müdürü.
Tekirdağ’da altyapıyı ayağa kaldırdı.
Köyde kanalizasyon görmemiş çocuklar vardı.
Gördüler.

2019’un ardından İSKİ Genel Müdürü.
Ekrem İmamoğlu getirdi.
Dosyasını okuyarak.
CV’sine bakarak.
Liyakate inanarak.

İstanbul’un suyunu yönetti.
Şebeke sistemini dönüştürdü.
Kaçakla mücadele etti.
Verimlilik sağladı.
Milyonluk ihalelerde imzası var.
Neden? Güvenildiği için.

İSKİ’de bir kara leke olmasın diye.

İBB’nin dalga geçilen kumpasında.
Onu da es geçmediler.
Hiçbir “Başa”rı cezasın kalmaz bu memlekette!
Adliyede.
Gözaltında şimdi.

Neden?

Yok.
Ortada bir neden yok.
Delil yok.
Mahkeme kararı yok.
Sadece gürültü var.
Algı var.

Suçu ne biliyor musunuz?
TOKİ’nin Sazlıdere’deki iş makinalarını durdurmak.
Ne için durdurmuş?
Bir çevre felaketinin önüne geçmek için…

Devletin en temiz adamını, sabahın köründe gözaltına alırsan…
Devleti gözaltına alırsın.
Çünkü o adam…
Devletin hafızası.

Biliyor musunuz?
Sosyal medyada linç ettiğiniz adam…
6 yıl boyunca Sayıştay’la beraber çalıştı.
Raporlar yazdı.
Yolsuzluğu belgeledi.

Siyaset sussun.
Savcı konuşsun.
Ama delille!

“Duydum” iddianameleriyle değil!

Devlet böyle yönetilmez.
Bürokrasiye böyle muamele edilmez.
Bir gün o koltuklarda siz oturmazsınız.
Ama böyle adamlar hep lazım olur.

Hem de İçişleri Bakanlığı koltuğuna!

Adamın adı neydi?
Şafak Başa.

Bir devlet geleneğidir Oğuz’lardan Osmanlı’ya:
“Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!”
Kuzgunun leşe üşüştüğü bu mafya düzeninde:
“Ya Şafak Başa, ya kuzgun leşe!”