Türkçülük Günü nedir?
Cahillik başa bela… Günümüzde yanlış bilgiden kaynaklanan rezil olmaların önü arkası kesilmiyor. Özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliği bunun en güzel kanıtı. Afife Jale’yi Keriman Halis zanneden Anadolu Ajansı’ndan tut, anarşizmi yıllarca komünizm zanneden TRT’ye kadar birçok meşhur örnek var. Bugün 3 Mayıs, bir güruhun tabiriyle: “Türkçülük Günü”
Bahsi geçen günün ne olduğunu, neden kutlandığını bilmeyen koskoca insanlar herhalde Alparslan’ın Malazgirt Zaferi’nin yıldönümü sanarak bu günü kutluyor olmalı… Yoksa Sabahattin Ali’lerin, Hasan Ali Yücel’lerin, Pertev Naili Boratav’ların kafatasçı ırkçılarla mücadele günü olduğunu bilseler saçma sapan bir şekilde bu anlamsız günü kutlarlar mıydı?
Mesele, 2. Dünya Savaşı’nın bitmesinden tam bir yıl öncesinde denk geliyor. Önümüzdeki yıl rezil olmak istemeyen insanlar için iki tane basit Vikipedi bağlantısı paylaşıyoruz. Su katılmamış faşizm yanında mı, yoksa Sabahattin Ali’nin yanında mısınız? Okuduktan sonra siz karar verin. Zira faşizmin modası geçeli yaklaşık seksen sene oluyor.
Türkçülük Günü, 3 Mayıs 1944 tarihinin anıldığı gün.
Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız – Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan “Ankara Nümayişi”ni anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçüler Günü adını almıştır.
Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944’te başlayan ve 29 Mart 1945’e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık–Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Toplam 65 oturum sürmüştür. Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.
II. Dünya Savaşı döneminde, Türkiye dış politikasını savaştan kaçınmak üzerine inşa etmiş, savaşa katılması yönünde baskı yapan Müttefik Devletlere askeri ve lojistik eksiklikler bahane edilerek savaş dışı kalınmaya çalışılmış, Nazi Almanyası’nın üstün başarılar kazandığı 1943’e kadar Nazi Almanyasıyla oldukça yakınlaşılmış ve hatta Türk askeri gözlemci heyeti Belgorod’da o sıralarda Kursk Muharebesi‘ne hazırlanmakta olan Alman ordusunun hazırlıklarını incelemiş, 6. ve 7. Panzer Tümenlerinin yer aldığı Harkov Tatbikatı’na katılmışlardır. Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Franz von Papen, Enver Paşa‘nın kardeşi iş insanı ve eski asker Nuri Killigil aracılığla Turancılığı örgütlemeyi planlamıştır. 1943’ten sonra Mihver Devletlerin kademe kademe yenilgileri dolayısıyla Türk hükûmeti, Nazi zaferleri dolayısıyla izin verdiği bu hareketi baskılamış, bu baskılamaların sonucu olarak da Turancı çevrelerin sivri dili olarak isim yapmış edebiyat öğretmeni Nihal Atsız, başbakan Şükrü Saracoğlu‘na Orhun dergisinde iki açık mektup yazmış, bu mektuplar sonucu Sabahattin Ali tarafından Nihal Atsız’a karşı açılan dava basında Atsız-Sabahattin Ali davası olarak adlandırılmıştır.
Bu açıklamaya rağmen devletin her tarafına “komünist” kadroların yerleştirilmekte olduğunu düşünen Nihal Atsız dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na Orhun dergisinde 1 Mart 1944’te ve gene bir ay sonra 1 Nisan 1944’te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır, Başbakan’a şikayet ve uyarıda bulunur. Şikayet edilenlerin arasında Ahmed Cevad Emre, Sabahattin Ali, Sadrettin Celal Antel, Pertev Naili Boratav ve Hasan Âli Yücel de vardır.
Açık mektuptaki hakaretamiz ifadeler nedeniyle Sabahattin Ali tarafından Atsız mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944’te Ankara‘da başlayan ilk mahkeme, dönemin gençleri tarafından hınca hınç doldurulur. Mahkeme, 3 Mayıs 1944’e ertelenir.
Şu anda kutladığınız şey, bu mahkeme tarihinden ibarettir. Saçma sapan bir mahkemenin erteleme tarihini “Türkçülük Günü” diye kutlamaya devam etmek ister misiniz?