CHP kazanırsa, kim kaybeder?

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri her seçim süreci ve her seçim bölgesinde olduğu gibi kendi iç tartışmalarını da beraberinde getirdi. Özellikle Trakya genelinde seçimin belirleyici unsuru CHP’nin aday belirleme yöntemleri, sonuçları ve seçim sonrası olası etkileri olarak sıralanabilir. Trakya Politik, dünyaya bakışı gereği Trakya’daki tüm seçim bölgelerinde gerici iktidara karşı CHP’den daha ilerici ve güçlü bir alternatif tespit edemediği için “amasız, fakatsız tüm CHP adaylarının desteklenmesi” gerektiğini savunuyor.  

*

Öncelikle belirtmek isteriz ki bu yazı Trakya’da en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm seçim çevrelerini gözeten bir yerden kaleme alınmıştır. Dolayısıyla, bu yazıyı okurken Edirne’den Şarköy’e, Kırklareli’nden Çerkezköy’e kadar her siyasetçi ve her yurttaş üzerine alınabilir; siyasi çıkarım yapabilir. Teker teker tüm bölgeler için de yazılar kaleme alınabilirdi, (ki bunu zaten yapıyoruz) ama bu yazı genel hatlarıyla tüm seçim bölgeleri adına ortak bir metin olarak düşünüldü.

Adayı beğenmedim gerekçesi…

İnsanların oy verme eğilimleri, oy verecekleri siyasi kişinin beklentilerini karşılayıp karşılamadığıyla alakalıdır. Sırf bu yüzden ülkemizde on kişiden biri sandığa gitmiyor. Kuşkusuz kişisel husumete kadar varan gerekçelere indirgenebilecek bu yaklaşım kendi içinde bir gerçekçiliği barındırıyor olabilir. Ancak savunduğunuz siyasi pozisyon ve arzu ettiğiniz toplumsal yaşantı göz önüne alındığında seçim sonrası ortaya çıkacak toplumsal atmosfer ilk önce sizin kişisel yaşantınızı etkileyecektir. Bu bağlamda gerici ve hatta faşist bir siyasi oluşumun adayı her ne kadar size şirin görünmeye çalışsa da eğer seçilirse neler yapabileceğini bir an bile olsun aklınızdan çıkarmamalısınız. Hatta böyle bir oluşumun aday gösterdiği kişi belki de gerçekten çok iyi niyetli olsa da bağlı bulunduğu siyasi yapının en tepesi ona mutlaka bağlı olduğu siyasi parti ekseninde işler yaptıracaktır. Bunu bir kenara koyarak devam edelim.

Pire için yorgan yakılmaz!

Cumhuriyet Halk Partisi’nin göstermiş olduğu aday iyi bir kampanya yürütmeyebilir. Hatta yerelde iktidara geldikten sonra saçma sapan şeyler yapacağını vaat edebilen çapsızlıkta adaylara da zaman zaman rastlamıyor değiliz. Bu aşamada insan durup da “Yahu üç ay sonra seçilince, ‘Elim kırılsaydı da oy vermeseydim’ diyeceği birine neden oy versin ki” diye düşünebilir. Ama unutmayın ki gerici bir partinin adayının kefili gerici bir parti, CHP adayının kefili ise Cumhuriyet Halk Partisi’dir. CHP’nin daha önce de saçmalayan, yanlış işler yapan ve maalesef belki de yolsuzluğa bulaşan belediye başkanları da olmuştur. Unutmayın ki iktidar partisi başta olmak üzere diğer partilerde bu gayet olağan karşılanırken CHP’de ayıplanır ve durumun düzeltilmesi için parti içi disiplin işletilir.

“Ama pireli yorganda da yatılmaz” diyorsanız…

Dolayısıyla beğenmediğiniz adayın bile sigortası sizin elinizdedir. Belediye başkanı olunca kendini kral zanneden biri olursa, CHP Genel Başkanı’na kadar ulaşabilmeniz pek de zor değildir. Bir de haklı olarak kızarak başkan yapmadığınız CHP adayını değil de, “astığım astık partisi”nin adayının başkan olduğunu düşünün. Eğer o kişi kendi kibriyle yaşadığınız beldeyi cehenneme çevirirse ne yapacaksınız? CİMER’e şikayet edip bir netice mi bekleyeceksiniz? Buradan hareketle bakınca, eğer bu iktidarın değişmesi gerektiğini düşünüyorsanız CHP Genel Merkezi’ne ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e güvenmeniz daha gerçekçi bir seçenektir.

O zaman pireyi yakalım!

CHP adayının sıkıntılı şeyler yapabileceği buz gibi bir gerçek olarak önünüzde duruyorsa ve daha da belirginleşmeye başlamışsa yapılması gereken şey yorganı değil, pireyi yakmaktır. Ve bunu da Cumhuriyet’in kazanımları karşısında duran siyasi figürleri destekleyerek yapamazsınız. Tam tersine CHP içinde kalarak, daha çok mücadele ederek ve partiye sahip çıkarak gerçekleştirebilirsiniz. Eğer CHP adayına oy verirseniz ve kazanamazsa zaten hoşnutsuz bir yurttaş olarak kaybedeceğiniz bir şey yok. Ama herhangi bir CHP adayının başkan olduktan sonra saçma sapan işler yaptığını düşünsenize… Bu yanlışların tümünü engelleyebilecek bir parti mekanizmasına müdahil olmak mı istersiniz, yoksa bu mekanizmanın dışında kalmak mı? Pireyi yakıp, yorganı kurtaran kahraman olmaya ne dersiniz?

CHP adayı değilse, hangisi?

Siz kendinizi en kötü durum senaryosu içinde gördüğünüz için yukarıdaki satırlar en kötü durum senaryosuna göre kaleme alınmıştır. Kuşkusuz, CHP’nin belediye başkan adaylarının hemen hepsi rakipleri karşısında çok daha saygın, çağdaş, demokrat kişilerdir. Hele hele Trakya gibi ilericiliğin kalesi olan bir yerde CHP’nin adayları tarikat mensubu, mafyayla iş tutabilecek, siyasal anlamda gericilikten beslenen, gerici vakıf ve cemaatlerin etkinliklerinde boy gösterecek insanlardan oluşmaz. Öyle birinin varlığından gerçekten eminseniz zaten oy falan vermeyin. Ama bu gerçeği bir de diğer adaylar nezdinde gözden geçirin.

*

Yazının başında alan belirtmek adına bahsi geçen yerlere bakacak olursak; Çerkezköy’de CHP Belediye Başkan Adayı Vahap Akay’ın başkanlık yapmadığı bir Çerkezköy’ün sosyal yaşantı anlamında nereye döneceğinin farkında mısınız? Şarköy’de Alpay Var, ona keza… “Mutlu insanlar kenti”ni şiar edinmiş Kesimoğlu dururken, Kırklareli’nin sosyal dokusunu dejenere edecek bir şey yapmaya kıyabilir misiniz? Edirne’de gencecik bir filiz varken; Avukat Filiz Gencan Akın dururken, yıllardır AKP’nin her türlü vıcık vıcık ilişkisine bulaşmış birinin şehri yönetmesine gönlünüz razı olacak mı?

*

Trakya’nın tek büyükşehir belediyesi olan Tekirdağ’da Candan Yüceer gibi deneyimli bir milletvekili, duyarlı bir anne yüreği, hekim titizliğiyle olaylara yaklaşan kıymetli bir aday varken, oyunuzu nereye vereceksiniz? Sonuca etki edemezseniz oyunuzu çöpe mi atacaksınız?

Geri çağırma mekanizması

Her ne kadar hukuken yürürlükte olmasa da, CHP’nin “geri çağırma” mekanizması kuvvetlidir. Meraklısı, Bilecek örneğine bakabilir. CHP’den seçilip “ipini koparmaya” cüret eden mevcut belediye başkanı savcılıktan önce bizzat CHP Genel Merkezi tarafından alaşağı edilmiş, yerine de başkan vekili olarak Melek Mızrak Subaşı gibi pırıl pırıl bir isim getirilebilmiştir. Bilecik’te bu seçimde başkan olmaya en yakın isim de CHP’nin aday gösterdiği Melek Mızrak Subaşı’nın ta kendisidir.

CHP kazanırsa, siz kaybetmezsiniz

Üstelik Subaşı’na Bilecik’te hiç kimse ve bilhassa CHP’liler “Sen neden Trakya’da dünyaya geldin?” gibi saçma sapan ve ayıplı bir laf da etmemiştir; edememiştir. Çünkü, CHP üyeleri evrensel insan haklarını benimsemiş, çağdaşlığı savunan ve herkesi eşit sayan bireylerdir.

Trakya’da CHP içerisinde böyle bölücü laflar etmeye cüret eden biri çıkabilir mi?  Alnını karışlarlar, alnını!

Bütün bunları göz önünde bulundurarak sandık başında mührü gönül rahatlığıyla altı oka basabilirsiniz. Siz alnı karışlanacakları bir yana bırakın; oyunuzu yukarıdaki haklı gerekçelerden yana kullanın.

Çünkü CHP’nin kazandığı yerde, siz kaybetmezsiniz. Çünkü ne olursa olsun çağdaş bir yaşam kazanır. Çünkü gençler özgürlüklerini, kadınlar emeklerini, çocuklar yarınlarını kazanır. Öte yandan, CHP kazanınca her yerde hayatımızın üstüne karabasan gibi çöken tarikat artıkları mutlaka kaybeder.