Dolar 32,4270
Euro 34,8896
Altın 2.436,88
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Hafif Yağmurlu
Tekirdağ
17°C
Hafif Yağmurlu

SOL Parti: “Çevre kanunu değil, talan kanunu”

SOL Parti: “Çevre kanunu değil, talan kanunu”
15 Haziran 2022 16:38 | Son Güncellenme: 15 Haziran 2022 16:48
750

SOL Parti Edirne İl Örgütü, ‘Çevre Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ hakkında yazılı bir basın açıklaması yayınladı. Kanunun AKP milletvekilleri tarafından alelacele hazırlandığını kaydeden SOL Parti Edirne, “Torba kanun teklifinin doğa ve çevre yararını gözeten hiçbir yanı yoktur. Bilimsellikten uzak, tek adamın ve yandaşlarının çevre alanları üzerindeki hakimiyetini arttıran, kamu yararını hiçe sayarak doğayı sermayenin eline bırakan bu değişikliklerden vazgeçilmelidir. Çevre kanunu değil, talan kanunudur” ifadelerini kullandı.

“DOĞA VE ÇEVRE YARARINI GÖZETEN HİÇBİR YANI YOKTUR”

SOL Parti Edirne İl Yönetim Kurulu adına Levent Ceylan, Çevre Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ hakkında yazılı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Ceylan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“AKP milletvekilleri tarafından alelacele hazırlanan, ilgili komisyonlardan geçerek birkaç gün önce TBMM Genel Kurulu’na gönderilen Çevre Kanunu’nda değişikliklerle ilgili torba kanun teklifinin doğa ve çevre yararını gözeten hiçbir yanı yoktur. 20 yıldır yap-işlet-devret modeliyle ulaşımdan haberleşmeye, enerjiden sağlık ve eğitime kadar birçok alanda özelleştirmenin önünü açarak halkı kâr hırsından gözü dönmüş sermayenin pençesiyle baş başa bırakan iktidar şimdi de gözünü ülkenin çevre alanlarına dikmiş durumda. Çevre kirliliğini önlemek adı altında arıtma, atıkların toplanması, taşınması, geri kazanımı süreçlerinin ve tesislerinin özel şirketlere devredilmesi kamusal maliyetlerin ve çevre felaketlerinin önünü açacaktır.

Çevre kirliliği gibi doğaya, yaşama dair bir alan kâr amacı güden şirketlerin eline bırakılamaz! Bilimsel ve teknik bilginin ışığında, bu alanda uzman ilgili kuruluşların, odaların fikirleri dikkate alınarak, denetim mekanizmaları sıkı bir şekilde işletilerek yürütülmesi gerekir.

Kıyı Kanunu’nda yapılan değişikler ise kamuya ait olan kıyıların şirketlerin denetimine geçmesine neden olacaktır. Kıyılara dair düzenlemeleri vasıfsız, iktidara göbekten bağlı ajanslara devreden bu kanun değişikliği ekosistemin en duyarlı bileşenlerinden olan kıyı bölgelerimizin tahribatının önünü açacaktır.

Torba yasanın bir diğer maddesinde ise DSİ’ye bağlı baraj, gölet ve diğer depolama tesislerinin maksat oranlarının belirlenmesini tek adamın denetimine bırakılmasıyla ilgili. Kendisini ‘ekonomistim’ diye yutturmaya çalışan tek adam şimdi de mühendisliğe soyunuyor.

Belediyelerin içme suyunun kapasitesini, hidroelektirik santrallerine, maden ve sanayi gibi özel kuruluşlara sağlanan suyun miktarını tek adamın eline bırakan bu düzenlemenin bilimsel hiçbir yanı yoktur.

“ÇEVRE KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ DERHAL GERİ ÇEKİLSİN!”
Bilimsellikten uzak, tek adamın ve yandaşlarının çevre alanları üzerindeki hakimiyetini arttıran, kamu yararını hiçe sayarak doğayı sermayenin eline bırakan bu değişikliklerden vazgeçilmelidir. Çevre ve doğal kaynaklara dair yapılan özelleştirmeler son bulmalıdır.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber