KIRKLARELİ – SEÇİM 2024

Trakya Politik yerel seçim öncesi bölgenin nabzını tutmaya “Seçim 2024” analizleriyle başlıyor. Trakya’da en çok merak edilen seçim bölgelerinden başlayarak yerel seçimin ruhunu ve sonuçlarını masaya yatıracağız. Bu bağlamda 2019 yerel seçimleriyle karşılaştırmalar yapacağız; kulis bilgilerini aktaracağız ve en nihayetinde bugünden bakarak 31 Mart akşamına ışık tutacağız.

Kesimoğlu gerçeği…

2024 serimizin ilk durağı Kırklareli olacak. Bilindiği üzere, 2019 Yerel Seçimlerinin belki de Türkiye’deki en ilginç sonucu Kırklareli’nde ortaya çıkmış, CHP’nin yeniden aday göstermediği mevcut belediye başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu bağımsız aday olarak girdiği yarışta sandıktan birinci çıkarak büyük bir sürpriz yapmıştı. Kesimoğlu, bağımsız aday olup kazandıktan bir süre sonra milletvekili ve belediye başkanlığı da yapmış olduğu CHP’ye geri dönmüştü.

*

2024 yarışında CHP neredeyse Kırklareli ilinin her yerinde kendi içerisinde örgüt denetiminde önseçim yaptı. Kırklareli Mekez’de üç adayın katıldığı önseçimde Kesimoğlu yüzde 38’le birinci, Serdar Türker yüzde 32 ile ikinci ve Gürkan Oras yüzde %30’la üçüncü oldu. Yarışın sonucunda Mehmet Siyam Kesimoğlu doğal olarak CHP’nin adayı olurken, Türker bu duruma itiraz ederek bağımsız aday olduğunu açıkladı.

Müzmin MHP adayı Derya Bulut

CHP’de bunlar olurken, karşı cephede Cumhur İttifakı’nın adayı geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de MHP’den Derya Bulut olarak belirlendi. Bulut, popülist bir seçim kampanyası yürütüyor. Kırklareli’ndeki oyu yüzde 5 olan MHP’nin kimliğini ve logosunu adeta tüm propaganda faaliyetinden gizlemeye çalışıyor. Kırklareli’nin MHP gibi bir siyasi partiye ancak % 5’i reva görmesinin nedenlerini gayet iyi biliyor olsa gerek.

Serdar Türker nereye koşuyor?

Serdar Türker’in bağımsız adaylık çıkışına şiddetle itiraz eden CHP’lilere, “İyi ama Kesimoğlu da geçen dönem bağımsız aday çıkmadı mı?” kurnazlığıyla yanıt verilmesi etik değil. Çünkü Kesimoğlu geçen dönem önseçim olmaksızın ve kendisinin hiçbir görüşüne başvurulmadan ve üstelik mevcut başkanlığı esnasında değiştirildi. Bu dönem yapılan önseçimde kıl payı farkla üçüncü değil ikinci olan Türker partinin kararını da bırakın, üyenin kararına karşı çıkmış oldu. Matematiksel olarak da, duygusal olarak da, parti hukuku olarak da ikisi aynı şey değil.

*

Dahası, Serdar Türker geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef alan açıklamalar yaparak A Haber başta olmak üzere yandaş basına da bir güzel malzeme verdi. Partiyi zan altında bıraktı, CHP’yi aciz gösterdi. Ne için? Kendi kişisel mücadelesi adına… Bu vahim olay sonucunda kendisine olan destek bir anda dip yaptı. Türker’i destekleyenler de dolaylı olarak bu kara propagandaya ortak olmanın hüznünü en derinden yaşamış olmalı…

*

Kibir, en tehlikeli günahtır

2019 seçimlerinde Kesimoğlu CHP’yi A Haber’e meze edecek saldırgan üslubu bir yana bırakın; içi yanarak bağımsız aday olmak durumunda kaldığını, çok büyük bir Altı Ok sevdalısı olduğunu ve kazandıktan sonra da partisiyle yollarını kesiştirmek istediğini dile getiren bir mektubu Kırklareli’nde tüm hanelere göndermişti. Türker ne yapacak? CHP’yi bu kritik virajda A Haber’in köpürteceği bir haber konusu haline dönüştürmüşken, Kesimoğlu’nu taklit ederek Altı Ok sevdalısı olduğunu belirten bir mektup mu yazacak?

*

2024 yerel seçimlerine damga vuracak en önemli sözcüğün “Kibir” olacağını bu yazıda belirtmiş olalım. Kibrini yenemeyen yenilecek, kibri bir yana bırakan gönülleri fethedecek. “Mutlu insanlar kenti”nin patentini almış olan Kesimolğu, kampanyasını da bu eksende kurmaya gayret ediyor. Kötü sözü ve kara propagandayı değil, sevgi dilini kampanyasının odağına koyuyor. Tokalaşıyor, kucaklaşıyor, gülümsüyor.

Neden MHP’den aday?

MHP adayı olduğunun ısrarla hatırlatılması gereken Derya Bulut’un Cengiz Kurtoğlu konserine, Sevgililer Günü’nde Norm Ender’le yanıt veren Kesimoğlu siyaseti doğru okuduğunu kanıtlıyor. 80’lerin salya-sümük, ağdalı arabeskine gençliğin ve geleceğin diliyle yanıt veren Kesimoğlu doğru yoldadır. Geçmişe dair yolculuk yapmak gerekiyorsa, 1980 öncesi işlenmiş siyasi cinayetlerin sorumlularına bakmak Cengiz Kurtoğlu’ndan çok daha gerçekçi olacaktır. Aslında o kadar geriye gitmeye de gerek yok, Ankara’nın göbeğinde torbacılara vurdurulan Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş’e bakmak yeterlidir. Bulut’un üç hilalli amblemi minicik kullanıyor oluşu belki de bu yüzden olabilir.

*

Madem mensubu olduğu siyasi partiden bu kadar imtina ediyor, Derya Bulut neden ısrarla MHP’den aday oluyor? Kırklareli halkının üç hilale bu kadar alerjisi olduğunu düşünüyorsa şansını bağımsız aday olarak da deneyebilir. Kendini hem bağımsız adaymış gibi gösteren, hem de Cumhur İttifakı’nın iktidar gücünü arkasına almaya yeltenen bir tavır Kırklareli halkının zekâsını küçümseyen bir köylü kurnazlığı değilse, nedir?

*

Bütün bunların haricinde CHP’ye rakip olarak kendisini “değişimin” adayı olarak göstermeye çalışılan MHP adayı Bulut’un boynunda, sürünen emeklinin vebali, sefalete mahkûm edilen emekçinin hali yok mudur? Pardon ama kendisi Kırklareli’ne Alman Sosyaldemokrat Partisi’nden (SPD) falan aday olmamıştır. Gerçekten değişimin adayı olacaksa, kendisinin iktidarın küçük ortağı MHP’ye değil, SPD’ye destek vermesi ve umutsuzluktan Almanya’ya kaçan Türk gençlerine yol göstermesini önermek gayet yerinde olacaktır. Bulut, su katılmamış bir Siyasal İslamcı iktidarın adayıdır. Ekonomik çöküşün, gerici eğitimin, yozlaşan hayatın, yoksulluğun ve yolsuzluğun hesabı Kırklareli’nde ilk önce bu adayın boynunadır.

Kırklareli özgürlüğüne sahip çıkmalıdır

Kırklareli, Türkiye’de seçimlerinin kısa tarihi boyunca çağdaşlığı, eşitliği ve özgürlüğü çok nadir yitirmiştir. Bunlardan en sorunlu ve sıkıntılı olanı 1999’dur. Bugün, Kırklareli’nde Atatürk Cumhuriyeti ve Aydınlanma Devrimi kazanımlarının baltalanmasına izin verilmemesi gerekiyorsa yapılması gereken şey gayet açıktır. Sadece Cumhuriyet Halk Partililerin değil, içine çektiği her nefeste Kasaplar Arası’ndaki özgürlüğü hissetmek isteyen tüm Kırklareli halkının 31 Mart günü yapması gereken bellidir.

*

Bu yüzden seçimin kaderini belirleyecek olan 1999 yılı civarı doğmuş gençlere doğdukları yıl yaşanan trajedi çok iyi anlatılmalı; ’99 şokunu yaşayıp ders almamış kelli felli amcalara da bu vebal tekrar tekrar hatırlatılmalıdır.

*

Edip Cansever’in dizelerinde dediği gibi:

“Gülemiyorsun ya, gülmek

Bir halk gülüyorsa gülmektir”

Bugün karşı karşıya kaldığımız ekonomik, sosyal ve kültürel ablukanın içerisinde “Mutlu İnsanlar Kenti” diyebildiğimiz yerlere çok daha fazla ihtiyacımız var. Şiirden devamla, “İnsan yaşadığı yere benzer” diyor ya şair…

İki tercih var kardeşim; ikisi de apayrı yönlere gidiyor, belli.

Ya Türkiye’nin bu karabasan gibi haline benzeyecek Kırklareli,

Ya da Kırklareli’nin Balkan esintilerinden yayılacak Türkiye’ye bir özgürlük eli…