CHDPKK

Ne kadar ucuz bir yazı başlığı… Öyle değil mi? Kendini çok zeki zanneden, IQ seviyesi ortalama 80 civarında gezinen birinin muhteşem bir sözcük oyunu yaptığını düşünerek keşfettiği bir tanımlama olsa gerek. Cumhuriyet Halk Partisi’ni Halkların Demokratik Partisi’yle doğrudan ilişkilendirmeyi amaçlayan, oradan da PKK ile birleştiren Zihni Sinir modeli bir icattan bahsediyoruz.

*

Türkiye sağı öteden beri yaratıcılıktan yoksun, güdük bir siyaset anlayışına sahipti. Ancak AKP’yle ve özellikle AKP iktidarının ikinci yarısıyla birlikte seviye yerlerde sürünmeye başladı. Öyle ki, kahvehane köşesinde söylediği iki çift laf bile dinlenmeyecek tipler propaganda sorumlusu olarak hayatımıza dâhil oldular. Yazık. İnsan zekâsına hakaretten başka bir şey değildir bu durum.

*

“Kahvehane köşesi” derken aşağılama amaçlı olarak demiyorum. Kahvehaneler, Türkiye’de siyasetin nabzının attığı yerlerdir. Geçen gün Orta Karadeniz’de bulunan ve Cumhur İttifakının yüzde 80 oy aldığı bir ilçenin hemşehri derneği olan bir kahvehanenin önünden geçiyordum. “Kılıçdar geliyor Kılıçdar, kurtulacağız bu hayat pahalılığından…” dedi iç çekerek bir amca. Karşısındaki genç twitter’dan ezberlemiş olacak “Bırak ya CHDPKK mı gelsin başımıza…” deyiverdi.

*

Geçen seneye göre cebindeki paranın en az yarısı gasp edilmiş birinin, üstelik bir gencin bu ucuz algı operasyonlarıyla yönetilebilmesi insanın içini acıtıyor. Öte yandan büyük olasılıkla önceki seçimlerde AKP’ye veya MHP’ye en az bir kere oy verdiğini tahmin ettiğim amcanın ağzından umutla dökülen “Kılıçdar” sözcüğü de bir o kadar kıymetli. Belli ki “Aktrol” diye tabir edilen ödenekli-ödeneksiz kadroların insanları geri zekâlı yerine koyarcasına yürüttükleri sosyal medya çalışması hayatı boyunca AKP’den başka yönetim görmemiş bazı insanlar üzerinde çok başarılı olmuş; avanak gencimize gayet güzel yedirilmiş. Amcamız ise iyi ki aktrol denen güruh yüzünden lağım çukuruna dönen twitter nedir bilmiyor.

*

CHDPKK kampanyasının başarılı olması AKP’den halen etkilenen kitleyi konsolide etmeyi amaçlıyor. Başarılı da oluyor. Ama kazın ayağı gerçekten öyle mi? Bundan 10 yıl öncesine kadar CHP’ye öcü gibi bakan Kürt seçmeni de gayet etkilemişe benziyor. Öyle ki Kürt seçmenin neredeyse tamamı bırakın İstanbul’u, Ankara’da koşa koşa gidip ülkücü kökenli Mansur Yavaş’a oy ver(ebil)di. Doğu illerindeki sokak röportajlarında da Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına çok sıcak bakılması da bunun bir başka kanıtı.

*

Millet İttifakı’nın anketlerde Cumhur İttifakı’nın üstüne çıkmış olan oy oranına bir de bilinçli Kürt oylarını eklediğinizde CHP lideri Kılıçdaroğlu ile AKP lideri Erdoğan arasındaki oy farkı kapanmayacak bir orana ulaştı. Tabii buna bir de geçireceği ağır kış koşulları sonrası yediği ayazı unutmayacak olan seçmeni de eklemek lazım. Pardon pardon, seçmen değil kurttu o…

*

Kurt demişken… Zafer Partisi kadrolarının her fırsatta ellerini kurt işareti olarak kaldırması milliyetçi cenahta bambaşka bir sarsılmaya neden olacaktır. ORC’nin son anketinde Tekirdağ’daki MHP oylarının yüzde 4.5 seviyesine kadar düştüğünü görüyoruz. Bahçeli, Erşan Kuneri ile uğraşsın dursun. Partisi barajın altına doğru ışık hızıyla ilerlemeye devam ediyor. Sedat Peker, milliyetçi mukaddesatçı koca koca adamların, erkek erkeğe düzenlediği toplu seks görüntülerini paylaşıyor. “Özür dilemezseniz sizin de kasetlerinizi yayınlayacağım” diye tehdit ediyor.

*

Eğri oturup doğru konuşalım. Siyasete ve gündeme dair herkes üzerine düşeni yapmalı artık. Kılıçdaroğlu, aktrollere CHDPKK kampanyalarından dolayı derhal teşekkür etmeli mesela. CHP istese kendini yukarı çekecek böyle bir hamle yapamazdı. Muhafazakârlar, LGBTİ bireylerin kendilerinden ne kadar uzak olduğunu ortaya dökülen kasetlerden sonra yeniden masaya yatırmalı. MHP, Tekirdağ’da HDP’den daha az oy almasını uzun uzun düşünmeli…

*

Bahçeli mi? Kendi bileceği iştir. Ama hani Sedat Peker talep bile etmeden koşa koşa gidip kendisinden özür dilese belki ön almış olur. Seçime doğru son tura giriliyor. Kimin elinde ne var; belli mi olur?