A. Adayı borsası açıldı!
Kıymetli okurlarım;
Bu yazımda sizlerle politikanın küçük kasaba kurnazlarını, çapsızlarını, tüccarlarını, cahillerini, yarı cahillerini, herifçioğullarını; kısacası daha çok taşrada ve varoşlarda karşımıza çıkan “siyaset magandalarını” konuşacağız.
Ekşi Sözlük’te tavşan aday ile ilgili çok güzel bir tanım yapılmış: “Kazanacak bir adayın karşısına, onu zinde tutacak veya diğer adaylara paravan görevi görecek şekilde aday gösterilen adaydır.”
*
Siyasi literatürümüzde bir de “küçük kasaba kurnazlığı” denen bir terim vardır ki “tavşan aday” terimiyle birleşince epey komik bir hal alıyor. Malum yerel seçimler adayın epey bol olduğu verimli bir tarla… Binlerce, on binlerce belediye başkan adayı ve belediye meclis üyesi adayının havada uçuştuğu bir süreçten bahsediyoruz. Bu sürece “En büyük başkan adayı benim” edasıyla başlayıp sürecin sonuna-ortalarına doğru sondan üçüncü sıradan belediye meclis üyeliği için kıyasıya pazarlığa tutuşacak olanları gördükçe insan kahkahasına engel olamıyor. Bu satırları okuyan tavşan adayların “Beni kastetmiyor, ben Meclis’te en aşağı beşinci sırayı isterim” dediğini duyuyor musunuz? Komik ama acı…
*
Epey köklü sorunlar yumağıyla boğuşan güzel ülkemiz yaklaşık bir ay daha tavşan adayları konuşmaya devam edecek. Dert etmeyin, en fazla bir ay daha sürecektir. Aday adaylıklarından, kesin adaylık sürecine yaklaşıldıkça tavşan adayların patır patır döküldüğünü, bir üstteki güçlü rakibine yaslandığını veya buharlaşarak yok olduğunu izlemeye başlayacağız. Heyhat!
*
“İçinizden biriyim” argümanından başka hiçbir vasfı olmayan bu aday adayları ordusundaki özgüven herhangi birimizde olsaydı, gelsin dünya liderliği! Az kaldı, ha gayret biraz daha sabredin. En fazla bir ay sonra hepsinden kurtuluyoruz. Saçma sapan Zihni Sinir tarzı proje bombardımanı sona erecek örneğin. Her gün kapısına dadanan laf salatası belasından kurtulacak çarşıdaki esnaf! Pazarda ucuz patates arayan teyze, yolunu kesip kendisini fotoğrafına malzeme olarak kullanmak isteyen göbekli adamların şerrinden azade olmanın rahatlığını yaşayacak. Bu zor günleri hep birlikte, dayanışmayla aşacağız!
*
Mimar Sinan Güzel Sanatları bitireli otuz sene olmuş kadim tasarımcılar, kendilerine gelen el ilanı isteği kâbusuyla başladılar bu sürece… Kendi partisinin logosunu bilmeyen ve partisinin üç dönem önceki logosuyla kenar mahalledeki matbaanın liseye giden çırağına el ilanı yaptırırken, “Yeğenim şuraya bir de Türk bayrağı mı koysak” diye tasarım dersi veren dayılar bir sonraki seçim dönemine kadar yok olacaklar. Korkulu rüyayı andıran bu profiller beş yıl sonra karşımıza çıkana kadar ülkemiz belki de en huzurlu günlerini yaşayacak.
*
Tavşan adaylar bir aya kalmaz kendini bir üst ligdeki aday adayına satmaya başlayacak. Öyle ya seçim masraflarını bir başkasına devredip “A. Adaylığı” süreçlerinin faturasını bir başkasına kesmeleri gerekiyor. Oysa ne çok yaklaşmışlardı adaylığa… “A.” kısmındaki noktayı yok etseler ve iki A’yı birbirine yapıştırsalar bu iş bitivermişti.
*
A. Adayı borsası, ülkemizde beş yılda bir yaşanan Ortaçağ’dan kalma panayırları andırıyor. İçinde her türden gerici, feodal, cahil, rüküş Ortadoğu siyaseti motifi var. Ve bu sosyoloji ile yapılan tüm bu aktiviteler bu tuhaf canlı türleri için bir eğlence unsurunu içinde barındırıyor. Türkçe konuşmayı ve yazmayı dahi beceremeyen bu güruhun beylik konuşmaları sona erecek. Az kaldı, sıkın dişinizi…
*
Ve Trakya Politik’ten bir tavsiye; günün birinde A. Adaylarına umut bağlayan bir politikacı olmak istemiyorsanız, iyi ayarlayın bu gelişimini henüz tamamlayamamış organizmalarla aranızdaki sosyal mesafenizi!