‘Kıyma’ bana, kıyma bana kapitalizm
Kapitalizm bir soygun düzenidir ve daima yoksulları soyar. Zengine dokunmaz. Soyan zaten zengindir, yani kapitalisttir.
Böyle atarlı giderli başladım lafa, kusura bakmayın kafam çok bozuk. Anlatayım da sizin de kafanız bozulsun.
Yengen kıyma ısmarladı, ben de kasaba gittim. Bir kilo kıyma alayım dedim. Kasap kesti, kıydı, tarttı, verdi. Ben de kartla ödedim, temassız kartla. Sormamışım da fiyatını. Fişe bir baktım, bir daha baktım, kapıya yaklaşıp ışığı bol olan yerde baktım, gözlerime inanamadım. 400 lira. “Bu ne ya” diyecek oldum. Kasap dükkanının sahibi, yıllardır tanıdığım çocuk, “Ne oldu abi” dedi. “Kıyma kaç para” diye sordum, “400 lira abi” dedi sakince.
Uzun süredir kıyma almadığım belli oldu böylece. Zaten gene almayacaktım da, çocuklar, gelinler, damatlar, torunlar gelecek diye yengen yolladı kasaba. Ödemiş olduk böylece. Çıkarken aklıma geldi, dönüp pirzola kaça diye sordum, “420 lira abi” dedi kasap. Bir şok daha.
Pirzola amir, kıyma memurdur
Bunca senelerce yaşadım, nerdeyse yaşadığım kadar çalıştım. Ast-üst ilişkisini, amir-memur ilişkisini bilirim. Burdan hareketle, pirzola amirse, kıyma memurdur.
Yıllardır biz fakir fukara kesimi, amirimize, ‘üst’ümüze saygımızı belirtip, ona üç saniyeden fazla bakmaya cesaret bile edemezdik. Demek ki kıyma da terfi etmiş, amir olmuş. Demek ki artık ona da…
Solculuk dersi: Oku, ‘sınıf’ta kalma!
Yaşadığımız günler solcu kardeşlerim için çok büyük dersler içeriyor. Sayfalarca kitap okusan, Kapital’i ezberlesen, sigara dumanından gözlerini yaşartan ortamlarda sabaha kadar tartışsan bu kadar keskin çelişki bulamazsın arkadaşım.
Ders şu:
Kapitalizm daima fakiri ezer. Fakir o nedenle kapitalizme karşı olmalıdır. Ama hayat gailesi, geçim sıkıntısı içinde olan fakir fukara bunun farkına varmaz, varamaz, gider yine kapitalizmi savunan partilere oy verir.
Gerçek mücadele: Ekmek kavgası
Kapitalizm fakiri işte böyle ezer:
1 – Pirzola zengin yiyeceğidir. Bir kilo pirzolada aşağı yukarı ’12 – 14 kalem’ vardır. Zaten 4 kişilik bir aile olsan onu bir öğünde tüketirsin. Pirzola kaç para demiştim yukarda, 420 lira. Bir öğünde 420 lira, pahalı bir zevk. Lüks içinde yaşayanlara özgü şımarıklık!
2 – Kıyma, ‘ortadirek’ yiyeceğidir. Evin annesi bir kilo kıyma aldı mı, onu en az 6-7 yemekte kullanır. Hadi evin beyi biraz hovarda olsun da hafta sonu köfte istesin, yanında da iki kadeh parlatsın. O zaman o becerikli eller, yarım kilo köfteden öyle bir masa donatır ki, evin beyi bir hafta boyunca iş stresine, trafik çilesine, amir kaprisine dayanacak güç bulur. Evin hanımı kalan yarım kilo kıymayla da en az dört gün etli yemek pişirir.
3 – İşte kapitalizmin, yani soygun düzeninin, yeni icadı bu. Herkesi pirzola müşterisi yapamayınca, daha doğrusu kimse pirzola, biftek alamayınca, vatandaşın gramla alabildiği et türü olan kıymanın fiyatını pirzola fiyatına yükselttiler. Sen misin pirzola almayan, ben seni kıymaya da mahrum bırakayım da gör!
Elde ne kaldı kuru ekmekten başka…
Kıyma zammı, fakiri ezmekte ikinci aşamaydı. Birinci aşamayı biliyorsunuz, patates soğan. Vatandaş, patates – soğandan başka bir şey alamayınca, vurguncu kapitalistler uyandılar, “Madem sadece bunları alabiliyorlar, o zaman biz de burdan vururuz” dediler.
Patates…
Soğan…
Kıyma…
Sırada ne var?
Benim aklıma geliyor ama burada yazmayacağım.
Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmeyelim.