Bolluk bereket içinde yüzüyoruz!
Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda. Bolluk bereket içinde yüzüyoruz
evelallah. Keyifler şahane, hayat mükemmel!
“Ne saçmalıyorsun sen be adam” dediğinizi hissediyorum şu an. Millet açlıktan
kırılıyor diye başlasam ‘zap’lar geçerdiniz. O nedenle affınıza sığınarak böyle
başladım lafa…
Şimdi gelelim gerçek mevzuya… Türkiye’nin en büyük işçi sendikaları
konfederasyonu Türk-İş, yoksulluk sınırını açıkladı. Türk-İş’in araştırmasına
göre, temmuz ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 11 bin 658 TL’ye, yoksulluk
sınırı da 37 bin 974 TL’ye yükseldi.
MİLYONLAR AÇ VE FAKİR
Türk-İş’in araştırmasına göre, 4 kişilik bir aileye her ay 11 bin 658 lira para girmiyorsa o aile aç demektir.
Gene bu araştırmaya göre, dört kişilik bir eve ayda 37 bin 974 lira girmiyorsa bu aile de yoksul demektir.
Şurasını özellikle vurgulamak istiyorum, bir kişinin kazancından bahsedilmiyor. 4 kişinin toplam kazancından bahsediliyor.
- Yani 4 kişilik bir aile düşünelim: Baba çalışıyor, anne ev hanımı, 2 çocuk da henüz okul çağında. Eve sadece babanın kazandığı para giriyor. Bu para 12 bin liradan azsa o aile aç demektir, bu para 38 bin liradan azsa bu aile yoksul demektir.
- Ya da şöyle bir aile düşünelim; anne ve baba her ikisi de çalışıyor. İkisinin birden kazancı 12 bin liradan azsa bu aile aç, ikisinin birden kazancı 38 bin liradan düşükse bu aile yoksul demektir.
ANLADIK BE ARKADAŞ
Anladık, uzatma, iyice saf yerine koydun bizi diyerekten kızmayın bana. Bunu böyle açık açık yazmazsak, konuşmazsak, dikkatimizi tam olarak veremeyiz, televizyonda okunurken kulağımıza şöyle bir takılır, unutur gideriz. Bizi saf yerine koyma diye bana sitem ediyorsunuz ama size bu açlık ve sefalet ücretini reva görenler, sizi ne yerine koyuyor? Bu ücretlerle sizi bir ay süründürenlere bir sitem yolladığınız oluyor mu hiç?
BİTMEDİ, KAÇMA, DAHASI DA VAR
Temmuz ayında yoksulluk sınırı 37 bin 974 lira olarak açıklandı ya, bir bakayım dedim haziran ayında kaç paraymış? Haziranda 33 bin 788 lira olarak hesaplanmış. Bir ayda hayat 4 bin 186 lira pahalılanmış.
1 Temmuz’da asgari ücret 11 bin 402 lira olmuştu. Sadece temmuz ayında hayat 4 bin 186 lira pahalılandı. Asgari ücretlinin geliri bir ayda 3’te 1 oranında eridi.
VATANDAŞIN SOFRASINA GÖZ DİKTİLER
Hükümetin TOKİ, TOKİ diye pompaladığı 3-5 tane ev kapanın elinde kalmış. Ev sahipleri ile kiracılar arasında şiddete varan ölçüde kavga var. Milletin bu işsizlikte zor bela kazandığı para; kira, ekmek ve makarnaya yetmiyor. Çocuklarına bayramlık alanlar parmakla gösteriliyor. Televizyonlarda her gün evsahibi-kiracı cinayeti… Resmen sosyal problem.
Zaten vatandaşın artık elinde avucunda ne varsa ona göz diktiler. Kuru soğanın zam şampiyonu olduğu başka bir tarım ülkesi gösterin, sonra isteğinizi söyleyin bana.
Eskiden yaz gelince tarım ürünleri bollaşır, geçim sıkıntısı biraz hafiflerdi. Şimdi o da yok. Artık özellikle gıda ürünleri zamlanıyor. Tarlada yetişen yani sera masrafı olmayan sebzelerin fiyatı bir ayda yani temmuz ayında yüzde 12 artmış. Hani yaz gelince her şey ucuzlardı…
ŞÖYLE BİR EFKAR DAĞITAYIM DESEN…
Memleketin bu haline dertlenip de şöyle bir efkar dağıtayım diyenlere de iyi bir haber veremeyeceğim maalesef. Temmuz ayında zam şampiyonu yüzde 135 ile kavun oldu. Bir şişe rakı dersen, 500 lira.
Rakıyı boşver, bizim millet çayla kafayı bulur, o da bir ayda yüzde 10 zamlandı. Temmuzda zeytinyağa yüzde 30, margarine yüzde 20, siyah zeytine yüzde 12, salçaya yüzde 8, şekere yüzde 4 zam geldi. Say, say bitmiyor.