Kılıçdaroğlu kazanır mı?
Kafadan söyleyelim: Kazanır!
Hem de çok açık bir farkla kazanır.
Trakya Politik, seçim yarışı kızışmadan önce sahadan aktardığı gözlemde şunları diyordu:
1- Ortada kazanılabilecek çok ciddi bir gri alan var. Kararsız veya sandığa küskün seçmene ulaşılmalı.
2- AKP ve CHP geçen seçimdeki oy oranlarını koruyor. Karşı taraftan oy alacak hamleler yapılmalı.
CHP ne yaptı?
Hali vakti yerinde olan ailemizin kızı gece çakan bir şimşek sonrası çok korkuyor, annesi ona şarkı söylüyor, güneş açıyor ve kızımız çok mutlu oluyor. Bu mudur? Yoksulluk sınırının 33 bin lira olduğu bir ülkede böyle bir aylık gelire sahip olan kaç kişi var? “Yoksulluk kader olamaz!” diye ortalığı yıkmanız gerekirken, “Sana söz!” gibi beyaz yakalıya hitap eden ve esasen altı doldurulamayan bir sloganla ortaya çıkmak neyin nesidir? Vatandaş marketten bir poşeti dolduramadan dönecek durumdayken böyle bir kampanyanın hafif kaldığı ortadaydı.
Kılıçdaroğlu doğru, kampanya yanlış
Oysa Kılıçdaroğlu’nun vaatleri kararsızları, AKP’ye oy verecek olanları ikna etmek için biçilmiş kaftandı.
1- Emekliye iki maaş ikramiye ve anında 15 bin lira.
2- Aile sigortası ve geliri olmayan ailelerin hesabına bir asgari ücret yatırılması.
3- Çiftçiye ucuz mazot ve üretimde faizsiz kredi; taban fiyat garantisi.
4- Gençlere fırsat eşitliği ve işsiz gençlere doğrudan ekonomik destek.
5- Deprem bölgesinde tamamen ücretsiz ve sağlam konut garantisi.
6- Suriyeli, Afgan göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmeleri ve sınır güvenliği.
Yukarıdaki vaatlerin gerçek olması hiç de zor değil. Ve sadece bu vaatlerin dillendirilmesine bile insanların koşa koşa oy vermesi gerekmiyor mu?
Karşı tarafa oy verenin haberi yok!
Kararsızlar, sandığa küsenler bir yana, karşı tarafa oy verenler bu vaatleri duymadı bile… Ana akım olarak adlandırılan ama dizginleri düpedüz iktidarın eline geçmiş televizyon kanallarında parasını vererek kendi reklamlarınızı bile yayınlatamıyor, sözünüzü söyletemiyorsanız ne yapmanız gerekir? Diyelim ki iktidar yanlısı kitleyi döndüremiyorsunuz -ki kesinlikle döndürmek mümkün- kararsız, ikna olmayan, sandığa gitmeyen seçmeni cezbetmeniz lazım. Yukarıdaki vaatlerden haberi bile olmadı bu kitlenin, çünkü milletvekili adayı sahada CHP’li esnafı gezip on yıllarca koltuğunu garanti altına almanın peşindeydi… Bunlara daha sonra uzun uzun değineceğiz. Şimdi işimize bakalım.
Ne yapmalı?
1- Bu vaatlerin hepsini YouTube, TikTok, Facebook gibi mecralarda yaymak gerekiyor. Bunun için CHP tarihinde görülmemiş bir reklam bütçesiyle bu mecraları adeta kilitlemelidir. (Bu iş için profesyonel bir ekip kurulmalı; örneğin en azından iPhone’a değil, Android cihazlara reklam gösterimi verileceğini akıl edebilecek kapasitede bir ekip olmalı.)
2- Bu vaatlerden haberi bile olmayan kitleye kapı kapı gidip anlatmak gerekiyor. Kendi seçmeninizi mitinge toplamanın hiçbir anlamı yok.
3- Diğer adaylara oy veren veya bilerek geçersiz oy kullanan kitleyle acilen iletişime geçmek gerekiyor.
4- Göçmenler konusunda söylemi radikalleştirmek gerekiyor.
5- Oy kullanmayan 8 milyon ve geçersiz oy kullanan 1 milyon seçmene ulaşılmalıdır.
6- Sandık görevlisi ve gözlemcilerinizin sandıkların tamamında sağlandığına dair seçmenleri ikna etmek gerekiyor.
7- Oy pusulası iki seçenekli ve küçük olacağı için seçim çabuk bitecek. Kılıçdaroğlu cephesi sonuçları anında ve şeffaf olarak açıklayacak bir sistem kurmalıdır.
8- Seçime dair sonucu YSK’den önce, hızlı ve an be an açıklayacak irade oluşturulmalıdır.
9- Mümkünse, Süleyman Şah Türbesi’ni, naklini, bundan sonra ne olacağını hayatınızın sonuna kadar unutmaya çalışın.
Bu şartlar sağlandığında Kılıçdaroğlu açık ara farkla seçimi kazanan taraf olur.
Yoksa maratonun başında da belirttiğimiz gibi, bir sonraki seçimde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının Antonio Gramsci olması kuvvetle muhtemeldir.