Trakya toprakları yağmalanıyor
Trakya’nın toprağı altın değerinde. Ukrayna buğdayına muhtaç kalacak millet miyiz biz? Tarlalarınıza sahip çıkın, satmayın…
Türkiye’de tarımsal üretimi, çiftçiyi, bilinçli olarak geberttiler! Buğdaya, mısıra, gündöndüye yeterli fiyatı vermediler. 70’li yıllarda Trakya köylüsünün elinde, aile başına ortalama 80 dönüm tarla vardı. Köylü toprağı öküzleriyle sürer, ekini orakla biçerdi. O ilkel ve zorlu üretime rağmen köylü de, şehirli de ekmeksiz kalmaz, Ukrayna buğdayına muhtaç olmazdı. 1980’lerden başlayarak, mirasla da bölününce çocuk başına kalan 20 – 30 dönüm toprak bir aileyi geçindiremez oldu.
Trakyalı çiftçi ailelerinin ellerindeki tarlalar bir aileyi bile doyuramaz hale gelince, çocuklar fabrikalara ucuz işçi oldu. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye’nin en verimli arazileri en zehirli sanayi kolları olan tekstil ve deri fabrikalarıyla kirletildi. Başta Çorlu, Çerkezköy ve Büyükkarıştıran’daki fabrikalar, Ergene nehrini ve Meriç nehrini zehirledi. Bir zamanlar balık kaynayan bu nehirlerde artık mikrop bile yaşamıyor. Bu büyük su kaynakları, tarımsal ürünlerin sulanmasında kullanılmaz hale geldi. Hatta yeraltı suları da kirlendi. Artezyen kuyularından çekilip şehirlere içme suyu olarak verilen sularda sağlığa zararlı kimyasal maddeler hatta arsenik bile çıktı.
FABRİKA, YAZLIK, ŞİMDİ DE ÇİFTLİK EVİ
Trakya’nın verimli arazileri bir yandan sanayi tarafından yağmalanırken, Marmara Denizi kıyıları da Silivri’den başlayarak yazlıkçılar tarafından talan edildi. O da yetmedi çiftlik evi salgını başladı. TEM’den ya da E-5’ten geçenler mutlaka görmüşlerdir, neredeyse bütün tarlaların içinde bir ev var. Şimdi sıra Kuzey Marmara Otoyolu’na geldi. Bu yolun etrafı da iki senede dolacak. Bu tehlikeli gidişe başta Tarım Bakanlığı olmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı dur demeli. Türkiye’nin arazisi büyük sanılır ama verimli arazisi çok az. Bütün yüzölçümüne kıyaslanırsa verimli arazi miktarı toplam Türkiye yüzölçümünün belki de yüzde 10’u kadar bile etmez. Bu nedenle bu tarım toprakları korunmalı, tarla olarak kalmalı. Yoksa çok değil iki sene sonra bir ekmek 50 lira olduğunda hiç şaşırmayın ve bana gelip ağlaşmayın.
Zaten bakın İstanbul’dan kaçış başladı. 2022 yılında 418 bin kişi İstanbul’dan başka yere taşınmış. Başka yer dedikleri neresi? Akla ilk gelen yer Trakya tabii ki. Arazi ucuz ve verimli, sanayisi var, yol-su-elektrik her türlü konforu hazır.
HUZURUNUZ KALMAZ HABERİNİZ OLSUN
Benim, Trakyalı hemşerilerimden çok önemli bir ricam var, topraklarınızı satmayın. Bakın devletin zoruyla Çorlu, Çerkezköy, Büyükkarıştıran’da sanayi kurulunca buraya 72 milletten insan geldi. Trakya insanının hoşgörülü, geçimli tavrını suiistimal eden bu insanlar özellikle sanayinin yoğun olduğu yerlerde huzur bırakmadı. Her gün kavga, bıçaklanma, cinayet haberleri. Artık yeter. Trakya’da tekrar huzur istiyoruz. Temiz bir Trakya istiyoruz. Verimli topraklarda sadece tarım yapmak istiyoruz. Bunun için Trakya’nın ileri gelenleri, belediye başkanları toplanıp bir karar alsın. Gerekirse zorda kalan, sıkıntıya düşmüş hemşerilerin topraklarını belediyeler, güncel değeri karşılığında satın alsın. Huzur istiyorsanız, bundan daha da fazla huzurunuzun bozulmasını istemiyorsanız, topraklarınızı yabancılara satmayın. Daha fazla sanayi sitesi kurulmasına karşı çıkın. Yeter artık bu Trakya yağması.