Candan Yüceer ne vadediyor?

Ülke ekonomisi maaşıyla geçinmeye çalışanlar için adeta bir kâbus halini almışken, Türkiye için çok kritik bir yerel seçim sürecinin içindeyiz. Asgari ücretli bir çalışan TOGG otomobil almak için yemeden içmeden maaşını on yıl boyunca biriktirmek zorundayken, şu anda San Francisco’da herhangi bir kişi cep telefonuyla sürücüsüz bir taksi çağırarak istediği yere kolayca gidebiliyor.

*

Yani siz on yıl para biriktirip, on yıl sonra eskimiş teknoloji olan TOGG’un direksiyonuna geçtiğinizde, tüm dünyada sürücüsüz otomobillerle ulaşım sağlanıyor olacak. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çeyrek asırlık iktidarının sonunda Türkiye’yi kalkınma adına getirdiği nokta tam da budur. Heyhat…

*

Bu yoksulluk ve sömürü düzeni içinde neden teknolojiyle konuya giriş yaptık? Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Candan Yüceer, 3 Mart Pazar günü (yarın) düzenleyeceği toplantıda beş yıl boyunca hayata geçirmeyi planladığı projelerini anlatacak. Trakya Politik olarak edindiğimiz kulis bilgisi, Yüceer’in iddialı projelerle Tekirdağ halkının karşısına çıkacağı yönünde.

*

Kuşkusuz ki Yüceer’in rakiplerinin de kendilerine göre iddialı projeleri vardır. Lakin Candan Yüceer’in proje ekibi iktisat ve hayatı harmanlayarak bilimin ışığında projelerle önümüzdeki beş yıla hazırlanıyor. Yazının başında on yıl para biriktirip alınabilecek eskimiş teknoloji TOGG ile, dünyanın diğer ucunda bir cep telefonuyla çağırılan sürücüsüz otomobil örneğini işte bu yüzden verdik.

*

Toplu kullanım hakkı, düşük bütçeyle ulaşılabilirlik gibi temel meseleler önümüzdeki yüzyılın şehir ve toplum planlamasının olmazsa olmazlarıdır. Ancak, bu seçimde Candan Yüceer’i diğer adaylardan ayıran en temel özellik ufuk açan projelerinden çok, hayata ve dünyaya bakışı açısı olacaktır.

Yüceer ne yapmayacak?

Candan Yüceer’in en büyük vaadinin yapacaklarından ziyade yapmayacakları olduğunu vurgulamak lazım. Örneğin, Trakya’nın ölüm fermanı olan Kanal İstanbul saçmalığına karşı bölgedeki iki büyükşehir belediye başkanından biri olarak amansız bir mücadele verecek; var gücüyle direnecektir. Ve bu felaketin önüne geçilmesinde çok büyük katkısı olacaktır.

*

Yüceer, Tekirdağ genelinde ormanların, derelerin, denizin, kısacası bütünüyle yaşamın yok olmaması adına kararlar alacaktır. Doğayı tahrip edecek hiçbir şey yapmayacaktır. Bilimsel olmayan hiçbir işe kalkışmayacaktır. Ne idüğü belirsiz kuruluşlarla iş tutmayacak, Tekirdağ halkının kaynaklarını Orta Çağ kalıntısı zihniyetlerin emrine sunmayacaktır. Asla yapmayacaklarının listesini uzatmak mümkün. Sadece bu yüzden bile tercih sebebi olabilir.

En kıymetli şey hayattır!

Candan Hanım’ın en önemli özelliği vicdan sahibi bir tıp hekimi ve tecrübeli bir milletvekili olmasıdır. Dolayısıyla hayata yaklaşımının odağında insan var. İnsanların sorunlarına gerçekçi ve kesin çözüm önerileriyle yaklaşıyor; havada kalacak sözler vermiyor.

*

Kadınların yakıcı problemlerini, çocukların öncelikli ihtiyaçlarını ve gençlerin başka ülkelerde aramak zorunda kaldıkları arzularını harfiyen biliyor. Hedefindeki Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığında şov peşinde koşan değil, gerçekten insanların günlük hayatlarına dokunabilen bir yönetim anlayışı var.

Rant değil, halk için…

Belediyelerin özellikle AKP iktidarıyla birlikte rant kapısı haline geldiği bu süreçte, Yüceer’in rantçı değil, halktan yana bir savunuyla yola çıkmış olması en büyük farkı olarak ortada duruyor.

*

Candan Yüceer, Tekirdağ halkının çılgın rant projelerine değil, bireylerin hayatına dokunan çözümlere ihtiyacı olduğunu savunuyor. Enerji söz konusu olduğunda sürdürülebilir kaynakları savunuyor. Nükleer gibi insanın tüylerini diken diken eden bir sözcüğün karşısında ısrarla “Güneş” diyor. İmardan bahsederken bilhassa Tekirdağ ilinin güney kesimindeki deprem riskine dikkat çekiyor.

İnsan neden yaşar?

Dünyaca ünlü filozoflar yukarıdaki sorunun yanıtını en kısa haliyle “Mutlu olmak için” diye verirler. Kuşkusuz politika da insanları mutlu etmek adına ortaya bir iddia koyabilmekten ibarettir. Yüceer bu uğraş içinde bir avuç azınlığın değil, toplumda yaşayan herkesin, özellikle de dezavantajlı grupların mutluluğunu gözeten bir tercih sergiliyor.

*

Bütün bu genel çerçeve ekseninde rahatlıkla diyebiliriz ki;

Eğer Tekirdağ’da kadınların adı olsun istiyorsanız; kadınlar şiddete uğramasın, Ortadoğu toplumlarındaki gibi ikinci sınıf vatandaş olmasın, hayatlarını kolaylaştıracak kreşler, bakımevleri ve daha nicesi olsun istiyorsanız…

Eğer pırıl pırıl gençler bu ülkeden umudunu kesip yurtdışına gitmesin diyorsanız; Tekirdağ gençlerin yaşamak için can attıkları bir il olsun istiyorsanız…

En önemlisi emeğiyle geçinenlerin emeklerinin karşılığını aldığı bir sosyal yaşantıyı savunuyorsanız…

Yani içinize çektiğiniz her nefeste “İyi ki burada yaşıyorum” demeye niyetiniz varsa…

Kısacası eşitlik, özgürlük ve kardeşlik gibi kavramların değerini biliyor ve hayatın her alanında sahip çıkmaya çalışıyorsanız…

Candan Yüceer’in en büyük projesi sizsiniz demektir.

Tünelin ucundaki ışık!

Candan Yüceer, aynı zamanda bir anne hissiyatıyla yöneteceği Tekirdağ’ın bütçesini hoyratça çarçur etmeyeceği için elbette nice teknolojik altyapı, üstyapı ve sosyal hizmetlere imza atacaktır. Gücünü ve başarısını da işte bu şefkatli yüreğinden alacağını kestirmek de pek zor değil. Ancak kendisinin Tekirdağ’ın geneline sunacağı en büyük güzellik, tüm bu hizmetlerin başladığı ve bittiği yerde yüzünde güller açan bir halk olacaktır.

*

Emekliye sadakayı, emekçiye sefaleti, gençlere eziyeti, kadınlara şiddeti reva gören anlayışın çılgın projeleri tünelin karşısından üstümüze doğru gelen kamyonun farlarından başka bir şey değil! Türkiye’de günden güne daha da içinden çıkılmaz hale gelen bu karanlık tünelde, merkezi hükümetin aydın ve ilerici olduğu için adeta cezalandırdığı Tekirdağ’ın zenginliğinden hakkını alacak güçlü bir belediye başkanına ihtiyacı var. Tekirdağ için Candan Yüceer, bu karanlık tünelin ucundaki gün ışığıdır.

*

Tekirdağ’da oluşacak güçlü bir yerel yönetim modeli, aynı zamanda Türkiye’nin de kurtuluş reçetelerinden biri olacaktır.

Doktor Candan Yüceer’in en büyük projesi, işte bu yüzden, ülkemizi de huzura taşıyacak olan Tekirdağ reçetesidir.