Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 17°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
17°C
Az Bulutlu

Öpme meselesi

30 Kasım 2023 12:54 | Son Güncellenme: 30 Kasım 2023 13:28
390

İktidar bloğu CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel’in Pervin Chakar’ın elini öpmesi meselesi üstünde epey tepineceğe benziyor. Bu meselede Pervin Chakar’ın Kürt kimliğinin ve bu hususta gelişmiş siyasi söylemlerinin çok da önemli olmadığını bilecek kadar çok deneyimimiz var. Zira iktidarın Yeniden Refah ve Hüdapar ile perçinlenen yeni dönem ortaklığı sınır tanımayan bir gericilik ittifakına doğru savruluyor. Esas mesele Türk, Kürt vs. değil, “Nasıl olur da bir kadına bu şekilde bir nezaket seremonisi yapılır” hazımsızlığıdır.

Bilmeyenler için Cüneyt Yüksel olayı

Bilmeyenler için usanmadan bir kez daha hatırlatalım. Melek Mosso’nun 2023 seçim döneminde AKP trolleri tarafından sosyal medyada linç edilmesi üzerine, AKP’li Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel’den Kiraz Festivali kapsamında düzenlenecek olan Mosso konserinin iptal edilmesi yönündü bir kampanya başlatılmıştı. 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerde AKP’den Tekirdağ Büyükşehir Başkanlığı için adaylığına kesin gözüyle bakılan Yüksel, bölgenin kadınların eşitliğini savunan, laiklikten yana ve sanatçıya saygılı hassasiyetini bildiği için trolleri değil çağdaş Tekirdağ halkını dinleyerek Melek Mosso’yu sahneye çıkarmıştı. Bununla da yetinmeyen Cüneyt Yüksel sahnede Mosso’nun elini öpmüş, kendisine sarılmış ve birlikte şarkı söylemişti.

*

Bu davranış gerçekten Yüksel’in içinden geçen hareket miydi, yoksa siyasi bir hamle olarak Tekirdağ halkının gönlünü almaya mı yönelikti bilemiyoruz. Ama yaptığı bu hamleyle yerel seçimde Tekirdağ’ı alabilecek bir sıçrama yakaladığını herkes kabul etmişti. Ama işler Yüksel’in ve Tekirdağlıların düşündüğü gibi ilerlemedi. Başkan aniden Ankara’ya çağırıldı. Aynı gün Cumhurbaşkanına olan bağlılığını dile getirdiği bir mektupla belediye başkanlığından istifa etti. Ve öyle görünüyor ki AKP iktidarda kaldığı sürece de gizli bir siyaset yasağıyla da baş başa kaldı.

Oysa maklube sofralarında çekilmiş eski fotoğrafları bile Cüneyt Başkan’ın “yükselişini” önleyemezken, hayatındaki en doğru siyasal hamlesi siyasi hayatının bir günde bitirilmesine mal oldu… Heyhat!

Kim, kimin, neresini öpmeli?

Vikipedi’de el öpme “çeşitli kültürlerde sevgi, saygı ve nezaket belirtisi olarak yerleşmiş geleneksel bir davranış” diye tanımlanıyor. Batı toplumlarında el sadece öpülürken, doğu toplumlarında el öpüldükten sonra öpen kişinin alnına değdirilir. Bir sanatçının elini öpmek Batılı yorumuyla nezaketin zirvesi, bir yaşlı eli öpmek ise Doğu toplumlarında saygının simgesi olarak yorumlanabilir.

*

Cumhuriyetimizin yüz yıllık kısa tarihinde el öptürmekten en fazla hoşlanan siyasi parti liderinin Devlet Bahçeli olduğunu biliyoruz. Bahçeli’nin daha üniversite yıllarından başlayarak talebelerinin elini öpmesinden müthiş mutluluk duyduğunu yakınındaki pek çok kişi anlatır. Bu bağlamda AKP’nin bugünkü gerici ittifakının içinde görece seküler biçimde yaşayan MHP’de Devlet Bey’in el öpülmesi hususunda çıkardığı yaygarayı anlamak pek mümkün değil. CHP lideri ne yapsaydı? Özcan Deniz’in şarkısında bahsettiği gibi “bir dudaktan, bir yanaktan, bir gıdıktan” mı öpseydi? Devlet Bey’in tercihinin el olacağı kanaatini korumak hepimizin yararına olacaktır.

*

Öte yandan insanı boğan bir gericilik sarmalının bırakın gündelik siyaseti, devlet kurumlarını bile kuşattığı bir ortamda gündeme gelen tarikatlar gerçeğine yüzümüzü çevirmeliyiz. Çünkü gün geçmiyor ki kapalı kapılar ardından hangi tarikat şeyhinin neresinin öpüldüğüyle ilgili enteresan bir haberle karşılaşmayalım. Nezaketin günah, “badeleme”nin sevap olduğu bu zor günlerde toplumu mümkünse birlik ve beraberliğe değil, tarikat şeyhlerinden hızlıca ayrışmaya davet etmek gerekiyor.

AKP gericiliğe sıkı sıkı tutunuyor

Ekonomi çarklarının çatırdamaya başladığı ve vatandaşın hayat pahalılığı altında ezildiği şu süreçte AKP kemik kitlesini elde tutmak ve pekiştirmek için daha çok gericiliğe tutunacaktır. Çünkü tutunacak başka pek dalı kalmamıştır. Yükseltilen gericilik dalgası üzerinden gündem değiştirme çabası bir yana, Cumhuriyet tarihi boyunca elde edilen ilerici kazanımları budama fırsatının bu gerici güruhun ağzını sulandırdığını görmek çok zor değil. Önümüzdeki süreçte kadına nafaka verilmesinin önüne geçmek ve hatta miras hakkından muaf tutulmasına kadar korkunç söylem ve girişimlerle karşı karşıya kalabiliriz. Unutmamak gerekir ki erkek egemen gericiliğin bu denli cüretkâr saldırılarda bulunması sadece seküler yaşam tarzını benimsemiş kadınları değil, (belki de daha çok) muhafazakâr aile yapısı içinde, içine kapanık olarak yaşayan kadınların kâbusu olacaktır. CHP bunu görmeli ve kapı kapı gezerek ülkenin/seçmenin yarısı olan tüm kadınlara bu tehlikeyi anlatmalıdır.

CHP ne yapmalı?

Yukarıda bahsi geçen tabloda yapılması gereken şey gayet açıktır. Gericiliğe karşı devrimci bir duruş sergilenmesi bu anlamda güçlendirilmesi gereken tek direnç noktasıdır. Bu bağlamda CHP lideri Özgür Özel yaptığı bu zarif hareketin arkasından durarak ilk sınavından başarıyla çıkmıştır. Kadınların üstüne vurulmaya çalışılan bu kilidi kırmak, Özel’in sürekli bahsettiği yüzde 25’lik cam tavanı da kırmak anlamına gelecektir. Kapı kapı dolaşan CHP örgütleri, “benim başörtülü bacılarıma” miras hakkından mahrum kalacakları gerçeğini anlatmaya başlayınca seçim öncesi evlere sadaka şeklinde gönderilen erzak kolilerinin pek bir işlevi kalmayacaktır.

*

Evet, yeniden ve ısrarla söylemek gerekirse CHP kapı kapı dolaşarak bunu yapmalıdır. Özgür Özel’in de dediği gibi kadın adayların kazanabileceği her yerde kadınlar belediye başkan adayı olarak gösterilmelidir; meclis üyeliği listeleri kadınlarla dolup taşmalıdır. Partinin geleneksel olarak yüzde 3-5 oy aldığı yerlerde de kaybedecek hiçbir şey olmadığı için mutlaka kadın aday bulunmalı, gerekirse yaratılmalıdır. Bu şekilde seçime giden CHP yerel seçimlerden büyük bir zaferle çıkar.

*

Belediye başkanlığına talip olan erkek aday adaylarının yanında konu mankeni olarak duran kadın eşleri CHP’ye ne kazandırır bilinmez. Ama bu toplumun feraseti, kadın adayların basın açıklaması esnasında arkasında inançla, umutla, kararlılıkla durabilen erkekliği mutlaka mükâfatlandıracaktır. Baştaki tespite geri dönecek olursak; “Esas mesele Türk, Kürt vs. değil, nasıl olur da bir kadına bu şekilde bir nezaket seremonisi yapılır” hazımsızlığıdır. Cumhuriyet Halk Partisi bu hazımsızlar ordusunu çılgına çevirecek hamleler yaptıkça siyaseti kendisinin kurduğu bir sahne yaratacak.

*

Reçeteden iyi anlarsınız Özgür Bey; CHP’nin tüzüğünde yazan kadın kotasını hayata geçirebilmesi alnından öpülecek belediye başkanlarının sayısını epey çoğaltacak. Reçetede böyle yazıyor.

Daha da önemlisi, bambaşka bir Türkiye ancak bu azim ve kararlılıkla yeniden kurulurken, bambaşka hayatlar birden bire eşitliğin, özgürlüğün ve iyiden iyiye nezaketin de tadına varacak. O esnada arka fonda Tarkan’ın “Öp” şarkısı çalmaya başlayacak:

Bu yeni ben de kim aynada bakıştığım?
Bu yeni ben ben miyim kendimle tanıştığım?
Dünümle bugünüm can ciğer kuzu sarması
Geç oldu temiz oldu geçmişimin karması…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber