AKP’nin içindeki korkunç canavar
Melek Mosso’nun geçtiğimiz hafta vereceği konserler dizisi, AKP’ye muhalif tavır ve açıklamaları nedeniyle Türkiye genelinde krize neden olmuştu. Mosso’nun Kuruçeşme’de vereceği konser iptal edilmiş, Tekirdağ’da da iptal edilmesine kesin gözüyle bakılan Mosso konseri AKP’li Süleymanpaşa (Tekirdağ merkez ilçe) Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel’in inisiyatifiyle gerçekleşmişti.
*
Tekirdağ özgürlükçü, demokrat bir toplum yapısına sahip olduğu için Yüksel bu konseri iptal etse siyasi hayatını da epey köreltmiş olurdu. Bu durumu gören Cüneyt Yüksel konseri iptal etmedi. Hatta krizi fırsata çevirmek için Mosso’nun menajeri ile görüşerek barış çubuğu yakan belediye başkanı, Melek Mosso’ya da sosyal medyadan özür diletebildi.
*
Konser gecesi sahneye ses sanatçısı Melek Mosso ile birlikte çıkan Yüksel büyük bir jest yaparak kendisinin elinden tuttu ve elini öptü. Ve sahnede birlikte şarkılar söylediler…
*
Yukarıdaki tabloya bakan sıradan bir CHP’li kesinlikle şöyle düşünür: “Eyvah, çok iyi takiye yaptı. CHP’yi Tekirdağ’da önümüzdeki yerel seçim sürecinde zorlayacak bir hamle bu…” Siyasetten biraz anlayan bir AKP’linin de normalde şöyle düşünmesini bekleriz: “Cüneyt bu işi biliyor. Yerel seçimde Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan adayımız kesinlikle bu adam olmalı.”
*
Ama böyle olmadı. Yüksel’e karşı AKP’li tetikçi gazeteciler ve trol orduları tarafından müthiş bir linç kampanyası başlatıldı. #CüneytYükselKovulsun etiketi iki gün boyunca Türkiye gündeminde kaldı. Sizce de çok tuhaf değil mi?
*
Yukarıdaki tablo, Siyasal İslamcı zihniyetin Türkiye’de ne kadar vahşi boyuta geldiğinin en açık göstergesidir. Zafer sarhoşluğu yaşayan gerici güruh, Erdoğan’a oy veren yüzde 52’nin tamamını şeriat yanlısı olarak görüyor olmanın gafletiyle artık kendi cephesine saldırabilen azgınlıktadır.
*
Her hareket doğar, gelişir, büyür ve iktidarı hedefler. İktidar uğruna verilen tavizler, pragmatist yönelimler bu uğurda aşılacak yolların da garantisi niteliğindedir. İktidara yürüyen, iktidara gelen, iktidarını daha da büyütmek isteyen her oluşum başka çevreleri de etrafına katarak ilerlemek zorundadır. Adalet ve Kalkınma Partisi bu paragrafta geçen analiz için biçilmiş kaftandır.
*
Ancak hacmi doyum noktasına ulaşan ve mutlaklaşan iktidarın süregitmesini yeterli bulmayan radikal kadrolar ideolojik olarak kendi hegemonyası üzerinden bir hayat tahayyülü kurmak ve toplumun geri kalan kesimini baskı altına almak isterler. AKP’nin özünde yer alan dinci ideoloji bugün iyiden iyiye hortlamış ve kendi evlatlarını dahi yer hale gelmiştir. Ülkenin sokaklarını, caddelerini Suriye’den kaçan cihatçılarla, Orta Çağ’dan kaçıp gelmiş gibi duran Afganlar ile dolduran AKP iktidarının bugün nereye vardığı, içinden ne fışkırdığı gün gibi ortadadır.
*
AKP’nin en tehlikeli kodlarını piyasacı, yağmacı, yolsuzluk düzeni yanlısı olarak görenler yanılıyorlar. AKP’nin en tehlikeli yanı içinde barındırdığı en gerici çekirdek unsurdur. Çünkü vurgun ekonomisinin hortlamasını sağlayan da bu gerici güruhun “Cihat için her şey mubah” anlayışından başka bir şey değildir.
*
Türkiye gibi cennetten bir ülkede darmaduman olmuş ekonomi de, giderek korku filmini andıran sığınmacı sorunu da, iklim krizini tetikleyen doğa katliamları da aşılabilir. Eğer tek bir şey aşılırsa; dibi görünmeyen bu kör gericilik…
*
AKP’lilerin bile AKP gericiliğinden korkma vakitleri çoktan gelmedi mi?